Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem Miracını haber verdiğinde Kureyş müşrikleri, hemen, Hz. Ebu Bekir'in yanına vardılar. Ona:
"Ey Ebu Bekir! Senin sahibin hakkındaki şeyden haberin var mı?
O, güya, bu gece Beytü'l-Makdis'e varmış![1] Orada namaz kılmış! Sonra da Mekke'ye dönmüş!?" dediler.
Hz. Ebu Bekir:
"Siz onun hakkında yalan söylüyorsunuz!" dedi.
Müşrikler:
"Hayır! Kendisi, şuradaki Mescid'de halka böyle söyledi!" dediler.
Hz. Ebu Bekir:
"Vallahi, eğer o bunu söyledi ise, muhakkak, doğrudur!" dedi.
Müşrikler:
"Sen onu doğruluyor, kendisinin bir gecede Beytü'l-Makdis'e gidip sabahtan önce Mekke'ye geldiğini doğru buluyor musun?" dediler.
Hz. Ebu Bekir:
"Evet! Bunda şaşacağınız ne var?
Vallahi, ben onu bundan daha uzak olanında, gecenin veya gündüzün herhangi bir saatinde kendi*sine semadan haber geldiğini bana haber verdiğinde tasdik edip duruyorum!" dedikten sonra, Peygamberimiz (a.s.)ın yanına geldi ve:
"Ey Allah'ın Peygamberi! Sen şu halka bu gece Beytü'l-Makdis'e gittiğini söyledin mi?" diye sordu.
Peygamberimiz (a.s.):
"Evet!" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir:
"Ey Allah'ın Peygamberi! Onu bana tarif ve tavsif et! Çünkü, ben oraya gitmişimdir" dedi.
Beytü'l-Makdis, hemen, Peygamberimiz (a.s.)ın gözünün önüne geldi. Peygamberimiz (a.s.), ona bakarak, Hz.Ebu Bekir'e Beytü'l-Makdis'i birer birertarif etmeye başlamış; anlattıkça, Hz. Ebu Bekir de:
"Doğru söylüyorsun! Ben şehadet ederim ki; sen Allah'ın Resûlüsün!" demiştir.
Peygamberimiz (a.s.) da:
"Ey Ebu Bekir! Sen, Sıddîk'sın!" buyurmuş ve o gün ona Sıddık ismini vermiştir.
---
İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Zehebî, s. 247-248, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.
İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 113.
İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39-40, Zehebî, s. 248, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.
Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 248.
Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.
Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 248; Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.
İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 40.
İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 40, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 56, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 247-248, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21-22.
İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 39-40, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21-22.)
Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belalar ve elemler getirecek.
Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belalar ve elemler getirecek.