bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)
Muazzez Abacı ile birlikte yarın Harbiye Açıkhava sahnesinde bir konser vermeye hazırlanan Bülent Ersoy, bebek cenininden elde edilen ilaçlarla yüzünü gençleştirdi. Divanın doktoru Mustafa Karataş uygulamayı anlattı, ortalık karıştı
Bugüne kadar yaptırdığı estetik operasyonlarla adından sıkça söz ettiren Bülent Ersoy, Türkiye'de çok az insanın uygulattığı yeni bir yönteme daha imza attı. Bir süredir 'Bana sözünü dinlettiren tek doktor' dediği doktoru Mustafa Karataş'a giden ünlü diva, yarın Açıkhava'da vereceği konser öncesi yüzüne gençlik aşıları yaptırdı. Medikal estetik uzmanı Dr. Mustafa Karataş, Diva'ya düşük yapan kadınların bebeklerinden alınan cenin kök hücrelerinden bir kokteyl enjekte etti.
KULLANIMI YASAL!
Dünyada hâlâ tartışılan bu yöntemle kaliteli bir cilde kavuşan ünlü sanatçının doktoru Mustafa Karataş yapılan uygulamayı şu sözlerle anlattı: "Öncelikle belirtmek isterim ki, doktorluk hayatım boyunca gördüğüm en kaliteli cilt Bülent Ersoy'a ait. Benim Bülent Hanım'a yaptığım işlem cilde sıkılık, nem ve parlaklık veriyor. Ciltteki gölgelenmeleri gidermeye yarıyor. Yaş ile birlikte kaybedilen tüm olumsuzlukları silmeye yardımcı olan bu karışım; şu an dünyada da en popüler uygulamaların başında yer alıyor. Kullanılan ilaçlar Fransa'nın en büyük laboratuvarı olan Filorga'ya ait. Türkiye'de kullanımı da kesinlikle yasal. Bu karışım ve tedavi protokolü tamamen bana ait bir işlem..."
VÜCUT HATLARI ORANTILI!
Karataş; ünlü sanatçının gençleştirici müdahale dışında çeşitli vücut işlemleri de yaptırdığını belirterek, şunları söyledi: "Vücut kontürlerini düzeltmede 'ultralyse' denilen sistemle vücudundaki bölgesel fazlalıklar için çalıştım. Bu tarz müdahaleler için çok dengeli bir vücut hatlarına sahip olmanız gerekiyor. Bülent Hanım da bu anlamda çok kolay çalışma yapabildiğim bir isim. Vücut hatları çok orantılı ve düzgün. Aslında daha kolay bir anlatımla hafif bir traşlama yöntemi de diyebiliriz.." Uygulamanın başında Bülent Hanım'ın çok uyumsuz birisi olabileceği konusunda şüpheleri olduğunu söyleyen ünlü doktor, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu tedavinin ardından birkaç gün asla yağ yenilmemesi gerekiyordu. Bülent Hanım söylediklerimi harfi harfine yerine getirdi. İnanılmaz söz dinleyen ve kendisine özen gösteren bir insan. Bu sebepten dolayı kendisiye kolayca çalışabiliyoruz. Hasta ile doktor arasında güven duygusu benim için çok önemli..."
BAKANLIK NE DİYOR?
Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada insan ve hayvan kaynaklı kozmetik ürünlerin Türkiye'de kullanımının tamamen yasak olduğunu söyledi. Avrupa Birliği standartları çercevesinde, Amerikan Sağlık Bakanlığı'nın da bu tip uygulamalara yasaklar getirdiği açıklandı. Türkiye'de 23 Mayıs 2005 tarihinde 25 bin 823 sayılı yasa ile bu yasağın getirildiği hatırlatılarak, 26 Nisan 2009'da ilave edilen yönetmelikle yasağın sınırlarının net şekilde çizildiği söylendi. Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü de insan kaynaklı bu tip maddelerin hiçbir şekilde ruhsat alamayacağını, kesinlikle yasal ve güvenilir olmadığını belirtiyor.
AHLAKİ AÇIDAN TARTIŞILIR!
Dr. Nesrin Erçelen (Amerikan Hastanesi Genetik ve Genomik Bilimler Merkezi Kurucusu): Fetal kök hücreler düşüklerden elde edilir. Etik ve yasal olarak kullanımları kısıtlıdır. Kullanım prosedürünü tam olarak bilmiyorum ama yasal boşluktan dolayı kullanılıyor olabilir. Bilimsel olarak çok genç hücreden elde edilmiş kök hücre kaynağının kozmetikte kullanılması, dünya tıp çevreleri ahlaki açıdan tartışıyor. Elde edilme kaynağı 'düşük'ler olduğu için kozmetik mi yoksa daha ciddi durumlarda mı kullanılması gerektiği hala konuşuluyor.
TIP DÜNYASI ELEŞTİRİYOR
Prof. Dr. Erdal Karaöz (Kocaeli Üniversitesi Kök Hücre Araştırma ve Geliştirme Bölüm Başkanı): Üç ya da dört aylıkken düşen veya kürtaj sonucu alınan fetuslardan (bebeklerden) birtakım hücresel maddeler yapılabiliyor. Bunlardan cildi güzelleştirmek ve yeniden yapılandırmak için enjeksiyonlar da üretiliyor. Ancak bunlar kesinlikle ilaç değil! Böyle bir şeyin güzellik ya da gençleşme için kullanılması da hiç ahlaki değil! Tıp dünyası bunu eleştiriyor. Didem SEYMEN/ SAĞLIK SERVİSİ
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
