Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Fatih Ürek'i Erkeksileştiren Modacı

> 1 <

Assasin

grup tuttuğum takım
Binbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 2082 ileti
Yer: Manhattan
İş: Öğrenci
Kayıt: 25-03-2006 08:01

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #337409 02-08-2009 18:58 GMT-1 saat    
Fatih Ürek'in son albümünde ne kadar değiştiğini, daha doğrusu her zamankinden daha erkeksi giyindiğini fark etmişsinizdir. Bu işin sorumlusunu bulduk. Kendisi 1980 doğumlu, İtalya'da moda okuyup işi merkezinde öğrenmiş bir isim. İşte Fatih Ürek'in “erkeksi” imajının sorumlusu modacı Çiğdem Sonkurt.

KUTLU ESENDEMİR / GAZETE HABERTURK - HT PAZAR

Çiğdem Sonkurt, yeni kuşağın dikkat çeken modacılarından... İtalya'nın Milano kentindeki, ünlü Marangoni Moda Enstitüsü mezunu. Adını son dönemde, Fatih Ürek'in yeni “erkeksi imajı”ndaki imzasıyla duyurdu. Pek çok popüler ismin kıyafetlerini de tasarlayan Sonkurt'la, bu “erkeksi” meseleyi ve modayı konuştuk.

 Bir modacı olarak Fatih Ürek'in o kırılgan imajını değiştirdiniz,
maçolaştırdınız. Nereden çıktı bu fikir?
Fatih Bey'den böyle bir proje teklifi aldım. Benim için heyecan verici ve iyi bir başlangıç olacaktı. Hemen kabul ettim. Farklı, aykırı ve ses getirecek bir çalışmanın parçası olmak, çekiciydi...
 Konsepti siz mi belirlediniz, yoksa karşı taraftan mı?
Bu bir ekip çalışmasıydı. Önce konsept belirlendi. Daha sonra Fatih Bey'in ve fotoğraf çekiminde yer alacak modellerin kostümlerini tasarladım.

MAÇO TARAFINI ÖNE ÇIKARMAK İSTEDİM
 Kostümleri tasarlarken neleri öne çıkartmak istediniz?
Fatih Bey'in yeni albümün adı “Saygı.” Konsept de maskülen ve maço bir erkekti. O yüzden kendisinin maço tarafını öne çıkarmak istedim. Sanıyorum
yaptığım işi beğendiği için kendini güvenle bana bıraktı ki; sonuç ortada!
 Bu fotoğraflarda genel olarak ne anlatmak istediniz?
Popüler, arzulanan, maskülen, biraz maço tavırlı ve bütün bu ilgiden bunalmış bir erkek profili çizmeye çalıştık. Asıl amacımızsa Fatih Bey'i eski imajından sıyırıp ses getirecek çalışma yapmaktı.
 Bir fotoğrafta modeller, kiraz, çilek gibi meyveler uzatırken, Ürek oralı olmayıp şampanya kadehiyle objektife bakıyor. Burada maçolaştıran unsur meyveler mi?
Ürek'in umursamaz tavrı mı? Tabii ki Fatih Bey'in umursamaz tavrı... Gerçi o karede amaçlanan şey, maçoluktan ziyade, cool ve arzulanan bir erkeğin yükselen egosunu yansıtmaktı.
 Peki o meyveler modellerin elinde ne arıyor?
Orada istenen “geyşa” konseptiydi. Modeller de, erkeğini mutlu etmek için yarışan geyşaları canlandırıyordu.
 Diğer fotoğrafta da Ürek, bu kez kızlarla birlikte yerlerde... Dört model de kendisine dokunuyor, ama o eli başında, başka şeyler düşünür gibi. Bu da maço bir tavır mı?
O karede arzulanan; paylaşılamayan, fakat ilgiden artık bunalmış, umursamaz bir erkek profili yansıtmaktı. Zaten günümüzde popüler erkeklerin çoğu, o karedeki görüntüyü çiziyor. İstemem, yan cebime koy. (Gülüyor.)

TRENDLERİN BAŞINI GAY'LER ÇEKİYOR
 Dünyadaki popüler gay figürlerde, genel olarak erkek imajına dönüş mü söz konusu, yoksa bu lokal bir gelişme mi?
Dünyada gay'lik, biseksüellik ve feminen duruşlar çok uzun yıllardır var. Fakat bizim ülkemizde bu birkac yıldır trend oldu. Özellikle metroseksüel gibi bir kılıf
uydurulmasıyla dahada arttı. Cinsel tercihlerı olmasa bile belli bir kesim,
görsel olarak feminen, hatta biraz daha kokoş ve süslü olmayı benimsedi. Tabii her trendin bir sonu olduğu gibi bunun da noktalanması gerekiyordu. Artık yeni eğilim, güçlü, sert görünümü erkek profili. Olması gerektiği gibi...
 Bir dönem Türkiye'de edebiyatta gay lobisinin varlığı tartışıldı. Moda dünyasında da “gay lobisi” var mı?
Tabii ki var. Moda dünyasında bütün trendlerin başını gay'ler çekiyor. Bakın; dünyanın en ünlü trendsetter'ları eşcinseller...
 Türkiye'de durum ne?
Vallahi, işinde iyiysen, bütün kapılar sana açılıyor. İyi bir işin açamayacağı hiçbir kapı yoktur bence. Ama bir kadın ve bir modacı olarak, Türkiye'de görünenden ve bilinenden çok daha fazla eşcinsel olduğunu söyleyebilirim.
 Moda dünyasına nasıl adım attınız?
Küçük yaşlardan beri modayla iç içeydim. Annem stilistlik kurslarına gidiyordu. Sanırım modaya tutkum o zaman başladı. Yaşım ilerledikçe kendi kıyafet ve aksesuarlarımı yapmaya başladım, kesmeyince etrafımdaki insanları giydirmeye başladım. Yakın arkadaşlarımın ısrarı üzerine, yeteneğimi teknik
açıdan da geliştirmeye karar verdim. Böylece moda dünyasındaki serüvenim başlamış oldu.

 Birlikte çalıştığınız ya da işlerinizi sattığınız modacılar oldu mu?
(Gülüyor) Türkiye çok entresan bir ülke. Burada üretken isimleri desteklemek yerine, sömürmeyi tercih ediyorlar. İtalya'dan döndükten sonra birçok popüler
modacı tasarımlarımı almak için teklif getirdi. İlk başta büyük tepkiyle reddetsem de, maddi sebeplerden dolayı tasarımlarımı satmayı kabul ettim.
 Hangi modacılar aldı işlerinizi?
İsimleri vermemin etik olmayacağını düşünüyorum. O yüzden şimdilik bu isimler bende saklı kalsın ki, sevgili modacılarımız popülerliklerini ülkemizde ve yurtdışında kaldıkları yerden devam ettirsin.
 Sizden işlerinizi alıyorlar ve kendi imzalarını atıyorlar; öyle mi?
Kendileri muhatap olmuyor pek. Asistanları arıyor. İşleri götürüyor. Seçiyorlar ve en fazla rengini değiştirip kendi imzalarıyla satıyorlar.
 Hem Türkiye'de hem de İtalya da moda eğitimi aldınız? İki eğitim sistemini kıyasladığınızda ortaya nasıl bir tablo çıkıyor?
En başta çok büyük bir kültür ve alt yapı farkı var. O yüzden kıyaslamak biraz güç. Türkiye'de her şey etiket üzerine kurulu. O yüzden eğitim olarak da sınırlar
ortaya çıkıyor. İtalya'da özellikle sanatsal eğitimde öncelikleri; kişinin içindeki tasarım gücünü ortaya çıkarmak üzerine kurulu. Orada etiket, marka, popüler isim ayrımı yok. Örneğin; D&G'nın Domenio Dolce'sinin workshop'larında yer aldım. Orada bu büyük bir olay değil. Çünkü mezun olduğum okulda kendisi
eğitmendi. Bu benim için çok büyük bir artı, ama Türkiye'de bu daha büyük bir olay olarak görülüyor.
 Popüler figürlerle çalışırken, kendinizi özgür hissediyor musunuz?
“Aslında tam olarak özgür hissediyorum” diyemem. Çünkü onları olduklarından farklı bir tarza sokmaya çalışıyorum. Tabii ki genelde kalıplaşmış fikirleri ortaya çıkıyor ve bazılarına uymak zorunda kalıyorum.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu



> 1 <