50Liranın Arkasındaki "O " kadın

ÜLKEMİZİ YÖNETENLERİ ÇOK İYİ TAKİP EDİP, YAPILANLARI DA DİKKATLE İZLEMELİYİZ. BİRİLERİ ZAMANINDA AMACINA ULAŞABİLMEK İÇİN SAMAN ALTINDAN SU YÜRÜTECEK SİN DİYEREK, AMAÇ İÇİN HERŞEYİN MUBAH OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ. GÜN BU GÜNDÜR BİRİLERİ AMAÇLARINA ULAŞMAK İÇİN HER YOLU DENİYORLAR SİNSİCE. BAKIN YENİ BASILAN 50 LİRALARIN ARKASINDAKİ BAYAN KİMMİŞ OKUYUN, OZAMAN NE DEMEK İSTEDİĞİMİ ANLAYACAKSINIZ.







ATATÜRK'ÜN YERİNE FATMA ALİYE HANIM

Fatma Aliye Hanım'ı (1862-1936) tanımıyordum. Türk edebiyatının ilk kadın romancısıymış.
Eğer Yeni Şafak Gazetesi okuyor olsaydım Fatma Aliye Hanım hakkında yeterli bilgiye sahip olurdum elbette..
Fatma Aliye'yi bundan sonra artık herkes tanıyacak. Çünkü Fatma Aliye'nin fotoğrafı bundan böyle 50 TL lik banknotlarda Atatürk'ün yerine yerleşecek.
50'liğin Bir yüzünde Fatma Aliye, diğer yüzünde Atatürk.
Cumhuriyetin yetiştirdiği bunca başarılı Türk kadını varken, Fatma Aliye nereden çıktı demeyin.
Fatma Aliye'yi Atatürk'ün yerine yerleştiren nedenin onun romancılığı olduğunu sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Asıl neden onun İslamcılığı ve Atatürk Devrimlerine karşı olması.
Çankaya'da, Atatürk'ün koltuğunda İslamcı bir Cumhurbaşkanının oturduğu Türkiye'de, paraların üzerine Fatma Aliye Hanım'ın resmi konmuş çok mu?
****
Fatma Aliye'nin tesettüre olan tutkusu onun yazılarına da yansımış.
Bir yazısında kadınların giyim tarzı konusunda şöyle diyor; “…İşte bu tuvaletin üzerine zinetten ari ve bolca bir şey giyilir ve saçlar da bir baş örtüsüyle örtülürse şeriata muvafık surette tesettür edilmiş olur.”
Fatma Aliye Hanım, Mustafa Kemal'in yaptığı devrimleri bir türlü benimseyememiş.
Romanlar yazan, Batı edebiyatından çeviriler yapan ve dönemindeki erkek egemenliğine karşı çıkabilen bir kadın, nasıl olur da Mustafa Kemal aydınlığını göremez, anlamak olası değil.
Kendisinin,bir Osmanlı paşasının (Ahmet Cevdet Paşa) kızı olmasının bunda rolü var elbette.
Evinde çocuklarının ona yaşattığı sıkıntılar onu daha da İslam'a bağlamış olabilir. Evden kaçıp Katolik rahibe olan bir kızın annesinin yaşadığı travma herhalde azımsanacak gibi değildir.
****
Fatma Aliye'yi en iyi inceleyenlerden olan Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, onu anlatan bir de kitap yazmış.
Kitabın adı, “Fatma Aliye: Uzak Ülke”
Mustafa Kemal'in yaptığı yenilikler nedeniyle Fatma Aliye'nin ülkesine yabancılaştığı ve uzaklaştığı anlatılıyormuş bu kitapta.
Saltanatın kaldırılmasını, alfabenin değiştirilmesini ve padişahın düşürülmesini, Fatma Aliye Hanım asla kabul edememiş,Mustafa Kemal'e hep karşı olmuş.
****
Şimdi anladınız mı, bunca Cumhuriyet kadını dururken Fatma Aliye Hanım'ın neden Atatürk'ün yerine oturtulduğunu?
Elde edemedikleri türban özgürlüğü nedeniyle kendilerini Türkiye'ye “uzak” bulanlar elbette Fatma Aliye Hanım'ın fotoğrafının oraya konmasından mutlu olacaklardır.
****
Hem Atatürk'ü paraların –hiç olmazsa- bir yüzünden çıkardılar.
Hem de onun yerine İslamcı bir kadını koydular.
Paralar basıldığında göreceksiniz, Fatma Aliye Hanımın başörtüsünün altından, hem önden ve hem de yanlardan saçları görünüyor.
Bu durum, Fatma Aliye'yi oraya taşıyanlar için can sıkıcı olsa gerek.
Küçük bir rötuşla o başörtüsünü türbana çevirebilirlerdi elbette. Anlaşılan buna cesaret edemediler.

Ben burada başörtüsü filan göremiyorum...

İslamcı cumhurbaşkanını çekemiyorsanız, Hristiyancı olanını verelim

Alıntı:
boronay :
İslamcı cumhurbaşkanını çekemiyorsanız, Hristiyancı olanını verelim

Bulunduğu mevkiine herhangi bir dini alet etmese çok daha memnun olurum

Alıntı:
boronay :
İslamcı cumhurbaşkanını çekemiyorsanız, Hristiyancı olanını verelim

sorun islamcılık felan değil Atatürk düşmanı bir kadının,Atatürk'ün kurduğu bir cumhuriyette Kullanılan Parada Ne işi var Boronay Akıllı Birine Benziyosun ikisi arasındaki farkı ayırt edebilirsin..

Alıntı:
sivaslee :

Alıntı:
boronay :
İslamcı cumhurbaşkanını çekemiyorsanız, Hristiyancı olanını verelim

sorun islamcılık felan değil Atatürk düşmanı bir kadının,Atatürk'ün kurduğu bir cumhuriyette Kullanılan Parada Ne işi var Boronay Akıllı Birine Benziyosun ikisi arasındaki farkı ayırt edebilirsin..

Yazdığın yazıda geçen bir cümleydi bu. Yazının tamamına katılmıyorsan katılmadığın yerleri yazmaman lazım. Aksi halde eleştirme hakkımız var.

Alıntı:
Ddm :

Alıntı:
boronay :
İslamcı cumhurbaşkanını çekemiyorsanız, Hristiyancı olanını verelim

Bulunduğu mevkiine herhangi bir dini alet etmese çok daha memnun olurum

Kendi düzgün bir müslüman olabilir ama görevlerini anayasaya göre yaptığı sürece hiçbir sorun yok diyorsunuz sanırım. Ben de katılırım bu söze elbette.

Alıntı:
Bu ülkede güzellik yapan ilklere imza atan herkes Atatürkçümü olmalı?Dar görüşler dar düşünceler

Çok doğru. Eğer iyi güzel bişey yapabiliyosanız bu sizin Atatürkçü olmanız halinde kabul görecektir.

Bir de olay paraya resim basmakla Atatürk düşmanlığı analizi ise en büyük Atatürk düşmanı İsmet İnönü olmalı

Zaten öyle

Alıntı:
boronay :
Kendi düzgün bir müslüman olabilir ama görevlerini anayasaya göre yaptığı sürece hiçbir sorun yok diyorsunuz sanırım. Ben de katılırım bu söze elbette.

Aynen öyle diyorum. Düzgün bir müslüman olabilir ya da düzgün bir hristiyan olabilir, ve hatta ya da bunlardan hiçbirini seçmemiş olabilir, işini doğru yapması yeterlidir.

yahu balıklama dalmak istiyorum, izniniz yahut çene çalmamı okumak için zamanınız varsa.

şöyle ki, Türkiye Cumhuriyeti ve onun uzantısı olduğu Osmanlı Devleti ters orantılı, ya da (bambaşka bir matematiksel terimle açıklandığında) "simetrik" bir yol izler durumda. Osmanlı kayıtsız şartsız kutsal kitaba bağlılığıyla bilinirken Türkiye Cumhuriyeti maalesef yanlış anlaşılmış bir laikliği seyrediyor. Yanlış anlaşılmış diyorum, çünkü bildiğimiz, anladığımız laiklik torunu olduğunuz Osmanlı'nın görüşüne ters bir şeyler uydurup "sistemin çarklarında" erimekten ibaret değildir. asker diyorlar, darbe diyorlar, 12 eylül diyorlar, bunlara hiç girmek istemiyorum, ancak bir alay insanın görüşüne göre "asker" denilen yapı osmanlı devletindeki bir oluşumu temsil ediyor, "yeniçeriler". tabii ters orantılı gelişiyor bu, Osmanlı'da çoğunluk şeriat elden gidiyor derken şimdi birileri çıkıp şeriat geliyor diye bağırıyor. bir dakika bir dakika, şeriat insanın başını örtüp meydanda sallandırmak değildir ki? tamamen yanlış anlaşılmış bir dinsellikle karşı karşıyayız. siyasetteki terimlere kafadan anlam uydurmak türk insanına yakıştırılacak gibi değil, kimse kusura bakmasın.

velhasıl-ı kelam, çoğu terimin yanlış anlaşıldığı ve ona göre yorumlandığı bir ülkede yaşıyoruz. sağ, sol, kürt türk vesaire, türkiye insanı her açıdan ikiye- ya da üçe, dörde bölünmüş durumda. kim yapıyor bunları, tabii ki araştırmadan iş görenler. şeriat kelimesine yüklenen öcü anlam da yanlıştır, laikliğe yüklenen "aydınlığı temsil" anlamı da. ilkokul bilgilerinden sıyrılıp kendi hayati görüşünüzü oluşturmaya bir adım daha yaklaşmanızı öneriyorum artık, laiklik bize ve yeni nesillere öğretildiği gibi din ve devlet işlerini karıştırmamak, ülkeye kayıtsız şartsız sarılmak değildir. ben bunu bilir bunu söylerim, zira Atatürk de bunu bilir bunu söylerdi. bir büyük insan yaratma eğilimindeyseniz, bizi bu günlere getirmiş adamı ilah yapmayın bari, bencillik değildir de nedir bu ? tabii bu şahsi naçizane görüşüm ve başka görüşlere de saygı duyuyorum, zira siyasetten nefret ederim ve sağcı da, solcu da, AKP'li de (Ak Parti mi desek ?), CHP'li de, MHP'li de değilim. zemini sağlam bir tartışma platformu sunmak istiyorum sadece, dünya görüşünün belkemiği terimleri anlamaktır. terimleri anlamak da bildiğimizi unutmayı ister. sırtınızı yasladığınız dünya görüşünü bilgiyle yoğurmanız dileğiyle...

son bir düzenleme, anayasa girmiş araya. kullandığımız anayasa Atatürk anayasası değildir, "ilginize" .

Alıntı:
LoK! :


zira siyasetten nefret ederim ve sağcı da, solcu da, AKP'li de (Ak Parti mi desek ?), CHP'li de, MHP'li de değilim.

Yukardaki yazımda bunları yazmayı unutmuştum siyaset=yalan bende siyasetin her harfinden nefret ederim

Türkiye Müslüman bir ülke, gidip de abd den mi cumhurbaskani sececektikki abd bile onca abd asilli insan varken elin zencisini baskan secmis. Atatürkü herkez sevmek zorunda deil, kimse bunun icin baski da yapamaz.

Atatürk öldügün de daha naasi defnedilmeden can yoldasi, silah arkadasi olan ismet inönü Cumhurbaskanlik koltuguna oturmak icin neler yaptigini ve cumhurbaskani olduktan sonra Türk paralarindan Atatürkün resimlerini kaldirip kendi resimlerini koydurdugunu unuttunuz galiba.

Biraz eskiye dönelim yüzyillardir halifelikle seriat ile yönetilen millet, birden bire cumhuriyeti kurulmasini, ilan etmesini kabul edemeyen insanlar olmustur mutlaka, bugün seriat kanunlari ile ülke yönetilecek denilse herhalde ülke de kiyamet kopardi.

Bilindigi gibi Türkiye Cumhuriyeti Müslüman bir ülkedir, bu birilerinin zoruna gitsede gitmesede bu sekilde devam edecektir.

Not: Haber kaynagini belirtirseniz memnun olurum, kesin hürriyet yada vatan dir.

Alıntı:
FuRKaN216 :
Türkiye Müslüman bir ülke, gidip de abd den mi cumhurbaskani sececektikki abd bile onca abd asilli insan varken elin zencisini baskan secmis. Atatürkü herkez sevmek zorunda deil, kimse bunun icin baski da yapamaz.

Atatürk öldügün de daha naasi defnedilmeden can yoldasi, silah arkadasi olan ismet inönü Cumhurbaskanlik koltuguna oturmak icin neler yaptigini ve cumhurbaskani olduktan sonra Türk paralarindan Atatürkün resimlerini kaldirip kendi resimlerini koydurdugunu unuttunuz galiba.

kesinlikle. şöyle ki, tarihin dehlizlerine şöyle bir göz gezdirme zahmetinde bulunursanız vaka-i hayriye'nin ne demek olduğunu da bilirsiniz. nedir bu, yeniçerilerin kaldırılması. meydanlarda bezlerle yakıp astılar yeniçerileri, nedeni neydi ? "şeriat elden gidiyor" diye "felaket tellallığı" yapıp yönetime girme çabaları. şimdi de bir iki çığırtkanın dediğine inanıyorsunuz, şeriat geliyormuş da bilmemne. şeriat geliyor olsaydı şayet, ak parti hükümeti yıllar evvel bu düzeni getirmek için ilk adımları atardı zaten. kimsenin size başını kapat dediği yok.

ayrıca pop kültürü bile siyaset malzemesi yapılıyor ya, çok sinirlerim bozuluyor valla. babam hep anlatır, radyolarda atatürk'e "siz Allah'tan da büyüksünüz" dendiğini, ayrıca kitap sattığı dönemde(70'lere yani babamın 20 yaşına tekabül ediyor, benimle yaşıt olduğu dönem kısaca)bir kitabın önünde "bırakın kabe onların olsun, anıtkabir bize yeter" yazdığını. e bu ne demek ki şimdi ? bir de paragrafın başına ters düştüm galiba, pop kültürü dediğim sinema oluyor. can dündar mustafa'yı çekti, atatürk ilah ya, mitolojik, aklımızın ermediği bir zat ya hani, "içki içtiğini söylüyor" diye turkcell elini eteğini çekti, bizim yetenekli(!) basının baş tacı, pembe fötr şapkalı hıncal uluç da bu konuda fikir beyanının dibine vurdu, yok efendim filmi seyretmemiş de yapmamış etmemiş. bundan bize ne ? sizin kafanızda oluşturduğunuz atatürk portresi bizi zerre ilgilendirmiyor ki ? sol böyle tırsak bir kabuğun ardına saklanırsa türkiyenin hali tabii ki nice olur. yahudiler nasıl ki einstein'a tapmıyorsa, bizim de dünya gözüyle bazı şeyleri abartmamamız gerekir. ölümlü dünya, hepimiz aynıyız. kimsenin yaptığı işler yüzünden tanrı olarak görülme lüksü yok. ha, ülkede sağ kanadı da karışık ya onun konumuzla bir alakası yok, sonra dilim döndüğünce bahsederim. ama sonuç olarak, başörtülü kadın olsa ne olur, olmasa ne olur? paradaki kadın türban tartışmalarını körükler mi? 50 tl'nin ardındaki kadın başörtülü mü? güldürmeyin beni allah aşkına...

ani ekleme: vaka-i hayriye'nin "hayırlı olay" anlamına geldiğini belirtmeyi unutmuşum, bilginize.

Ya arkadaşlar kaç gündür neyi neye tartışıyorsunuz.Allah aşkına burada başörtüsü veya türban gören açıklasın...

Burda Olmayabilir ya.. Sadece Kadın Türbanı bulmus Atatürk düşmanı bir Kadın..

E 2 saattir kadının atatürk'e düşmanlığından çok, resimdeki başörtüsünden bahsediyor...

Alıntı:
sivaslee :
Burda Olmayabilir ya.. Sadece Kadın Türbanı bulmus Atatürk düşmanı bir Kadın..

Bu millet Atatürk'ü sevmek zorundami? neymis kadin sadece Türbani bulmus bumu sorun...

Söyleriz artik yetkililere bir dahaki sefere bikiniyi, bayoyu, mini etek yada transparan giysileri bulan yada ilk giyen degerli Cagdas, laikci hanimlarin resimlerini paramizin üzerine koysunlar.

Alıntı:
FuRKaN216 :
Söyleriz artik yetkililere bir dahaki sefere bikiniyi, bayoyu, mini etek yada transparan giysileri bulan yada ilk giyen degerli Cagdas, laikci hanimlarin resimlerini paramizin üzerine koysunlar.

Haha aynen

Olmadı Hızlandırılmış Atatürk'ü Sevme Kursları açılsın sevmeyenlere de zorla seviyorum dedirtmenin yolları aransın. Bir zamanlar varlık vergisini ödeyemeyen azınlıkları Erzurum Aşkale'ye taş ocağında çalışmaya gönderen faşizan rejim zorla sevdirmenin de yolunu bulmalıdır bence.

Ben 50 liranın arkasına popüler bir bayan porno film starının resminin basılmasını öneriyorum, bu mantık çerçevesinde sizce de en çağdaşın da çağdaşı öyle bi bayan değil midir?

Alıntı:
sivaslee :
Burda Olmayabilir ya.. Sadece Kadın Türbanı bulmus Atatürk düşmanı bir Kadın..

kendini daha iyi savunmanı beklerdim :). sıkışıp köşeyi kaçmış imajı oluşturmuşsun. neyse ne, ben laiklik kelimesinin anlamını bile bilmeden kendinize dünyas görüşü oluşturmayın demek istemiştim. yani oluşturmayın değil de, türk insanına yakışmaz demiştim. ha, bildiğinizi okumayı kendinize yakıştırıyorsanız onu bilemem. :) çağdaşlık kelimesinin ne denli nesnel olduğu tartışıladursun, buraya koyduğun haberle söylediklerin bile birbirini tutmuyor. neyse, tartışma platformu sağlam mı değil mi görmüş olduk en azından..:)

Kavram karmaşası..

Alıntı:
hedehödö :
Olmadı Hızlandırılmış Atatürk'ü Sevme Kursları açılsın sevmeyenlere de zorla seviyorum dedirtmenin yolları aransın. Bir zamanlar varlık vergisini ödeyemeyen azınlıkları Erzurum Aşkale'ye taş ocağında çalışmaya gönderen faşizan rejim zorla sevdirmenin de yolunu bulmalıdır bence.

Atatürk'ü sevme kurslarinin acilmasina gerek yok, okullarda zaten zorla sevdiriyorlar. Nedense hep yapilan iyi seyleri anlatilir hic olumsuz yönleri anlatilmaz, vasiyeti bile hala aciklanmadi.

Çok okumak istiyosanız Atatürk'ün açıklanmayan vasiyeti !


Atatürk ölümünden 50 yıl sonra açıklanmak üzere bir vasiyet bırakmıştı. Kenan Evren 1988'de Atatürk'ün vasiyetini açmış ancak "açıklanmasını sakıncalı görüp" tekrar kitlemişti. Atatürk sözlü olarak Fevzi Çakmak'ın Cumhurbaşkanı olmasını ve dış politikada da Türk-Sovyet dostluğunu vasiyet etmişti.

MEHMET PERİNÇEK

Bu 10 Kasım'da Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün üzerinden 66 yıl geçmiş olacak. Büyük önder ölümünden 50 yıl sonra açıklanmak üzere bir vasiyet bırakmıştı. Vasiyet Genelkurmay Harp Tarihi Dairesi'nde saklanmıştı. 1988'de dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren Atatürk'ün vasiyetini açmış ancak "açıklanmasını sakıncalı görüp" gizli tutulmak üzere Genelkurmay Harp Dairesi'ne geri göndermişti.

KÜÇÜK AMERİKA İÇİN SAKINCALI

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun vasiyeti Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı tarafından "sakıncalı" bulunmuştu. Gerçekten de Atatürk'ün devrimleri ve fikirleri Türkiye'yi Küçük Amerika yapmak isteyenler için sakıncalı olabilirdi. Bu yüzden yıllarca Atatürk'ün fikirleri çarpıtıldı sansürlendi.
Ancak Atatürk'ün devlet yöneticilerine ve yakın arkadaşlarına birkaç defa ifade ettiği sözlü vasiyeti çeşitli kaynaklara yansıdı. Atatürk sözlü vasiyetinde kendisinin Cumhurbaşkanı adayını açıklmış Türkiye'nin dış politikasının izleyeceği hattı belirtmişti.

CUMHURBAŞKANLIĞI'NA FEVZİ ÇAKMAK'I ÖNERDİ

Kaynaklara göre Atatürk kendisinden sonra Cumhurbaşkanı olarak Mareşal Fevzi Çakmak'ın seçilmesini istemişti. Bu öneri Mustafa Kemal tarafından ilk olarak doğrudan Çakmak'a da yapıldı. Hatta Genelkurmay Başkanı Çakmak'ın milletvekili olarak Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için erken seçim bile tasarlandı anayasanın değiştirilmesi bile düşünüldü. İddialara göre Atatürk ölürken Fevzi Çakmak'ın Cumhurbaşkanı olacağına emindi. Ancak daha sonradan Celal Bayar'ın İnönü'yü desteklemesiyle durum değişti ve İnönü Cumhurbaşkanı oldu.

TÜRK-SOVYET DOSTLUĞUNU VASİYET ETTİ

Atatürk Türkiye'nin dış politikası konusundaki vasiyetini ise yakın silah arkadaşlarına belirtmişti. İsmet İnönü Atatürk'ün Türk-Sovyet dostluğunu vasiyet ettiğini belirtir. Diğer taraftan Atatürk Kılıç Ali'ye ölmeden kısa bir süre önce "Dış politikamızın temeli Sovyet dostluğudur. Sovyet dostluğuna zarar vermemek şartıyla İngiltere ile bir anlaşmanın faydası olur" demiştir.
Tevfik Rüştü Aras ise Atatürk'ün son sözlerinden birinin Sovyetler'le ilişkilerin 1925 Antlaşması çerçevesinde yürütülmesi olduğunu söyler. Türkiye ve SSCB'nin Batılı emperyalist ülkeler tarafından tecrit edildiği ve Musul Sorunu'nun Türkiye aleyhine çözümlendiği dönemde iki ülke 17 Aralık 1925 tarihinde Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması imzalamıştır. Dönemin Dışişleri Bakını Tevfik Rüştü Aras ve Dışişleri Halk Komiseri Çiçerin'in imzaladığı bu antlaşma belirli protokoller de eklenerek ve birkaç defa uzatılarak 1945 senesine kadar geçerliliğini korumuştur.

"SOVYETLER'E KARŞI BİR SALDIRI POLİTİKASI GÜTMEYECEKSİNİZ!"

Zekeriya Sertel de Celal Bayar ve Tevfik Rüştü Aras'ı kaynak göstererek Atatürk'ün ölüm yatağında arkadaşlarına şu vasiyette bulunduğunu aktarır:
"Sovyetler Birliği'ne karşı asla bir saldırı politikası gütmeyeceksiniz. Doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak Sovyetler'e yöneltilmiş herhangi bir antlaşmaya girmeyecek ve böyle bir antlaşmaya imza koymayacaksınız."
Atatürk son günlerinde bu konuyla ilgili önemli bir görüşmeyi de Ali Fuat Cebesoy'la yapar. Atatürk Cebesoy'a dış politikayla ilgili şu öğütleri verir:
"Fuat Paşa pek yakında dünya vaziyeti mütareke senelerinden daha çok ciddi olacak ve karışacaktır. İkinci büyük bir harb karşısında kalacağız. Dünyada hakim olan milletleri idare edenlerin arasında maatteessüf birinci derecede devlet adamı çıkmıyor. (Hitler'le Mussolini'yi kastederek) Avrupa'da birkaç maceraperest Almanya ve İtalya'nın başında cebren bulunuyorlar. Karşı karşıya geldikleri zayıf devlet adamlarının aczinden cüret alıyorlar. Bunlar bugün dünyayı kana boyamaktan çekinmeyeceklerdir. Eski dostumuz Rus Sovyet Hükümeti acizlerle maceraperestlerin yanlış hareketlerinden istifade etmesini bilecektir. Bunun neticesinde dünyanın vaziyeti ve muvazenesi kamilen değişecektir. İşte bu devre esnasında doğru hareket etmesini bilmeyip en küçük bir hata yapmamız halinde başımıza mütareke senelerinden daha çok felaketler gelmesi mümkündür."


28-07-2007 tarihli bir haberden alıntıdır...

07mert ,
belli bir gençlik bayrağı var anladığım kadarıyla, sen de 15 yaşındasın ve bunu savunuyorsun, hakkıyla, belgelerle de yapıyorsun bunu, ancak dedim ya, olmuyor arkadaşım. :) zira kaynakların hepsi bir ses çıkarır muhakkak, kaç atatürk vasiyeti gördük ki yazmaya bir insanın ömrü yetmez inan ki. evvelden dediğim gibi, sırt yaslanan platform sağlam olmalı. basının yanıltıcılığını bugüne dek kaç kere gördük, atatürkle ilgili haberler de doğru olmayabilir. hem kim doğrulamış bunları allahaşkına ? (not: caps lock bozuldu, shift de işini yapmıyor, imlayı dağıttım kusura bakmayın.)