> 1 <
Kırık Link Bildir! #339678 15-08-2009 02:53 GMT-1 saat
SORU: Zekatın hükmü nedir? Bu konuda nelere dikkat etmemiz gerekir? (Abdullah Aydın / Ankara)
İslam'ın beş şartından biri olan zekat, malî bir ibadettir Hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır Zekat, malın belirli bir bölümünü müslüman olan fakire vermek demektir Zekatı verme zamanı gelince geciktirilmeden yerine getirilmesi gerekir Özürsüz olarak zekatı geciktiren günahkâr olur
Zekat, yapılıp yapılmaması kişinin isteğine bırakılmış bir yardım değil, fakirin hakkı ve zenginin yerine getirmesi gereken mecburi bir görevdir Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır:
Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır (Zariyat, 19)
Zekat verilecek kimselerle ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
Zekatlar, Allah'tan bir farz olarak ancak yoksullara, düşkünlere, (zekat toplayan) memurlara, gönülleri (İslam'a) ısındırılacak olanlara, (esirlik ve kölelikten kurtulmak isteyen) esir ve kölelere, (borcuna karşılık malı olmayan (borçlulara), Allah yolunda olanlara, (harçlıksız kalmış) yolcuya mahsustur Allah alim ve hakimdir (Tevbe, 60)
Buna göre;
1- Fakirler,
2- Miskinler,
3- Borçlular,
4- Yolcular,
5- Allah yolunda olanlar zekat alabilirler
Zekat önce araştırılıp
sonra verilmelidir
Zekat vermeye muktedir kişilerin zekatı alacak kişi ve kurumların zekatı almaya müstehak olup-olmadığını iyice araştırması gerekir Bilhassa bazı kurum ve müesseselerin aldıkları zekatı herhangi bir inşaatta kullanmaları veya yakıt olarak sarf etmeleri caiz değildir Kurumların, aldıkları zekatları öğrenci gibi zekat almaya hakkı olanlara vermesi gerekir
Bir kimse, araştırma yaparak fakir olduğu kanaatine vardığı bir kişiye zekatı verdikten sonra, zekat verdiği kişinin zengin olduğu anlaşılırsa zekatını tekrar vermesi gerekmez Eğer araştırma yapmadan zekatı verir de bilahere bu kişinin zengin olduğu anlaşılırsa, zekatın yeniden verilmesi lâzımdır Kurum ve kuruluşlar da aynı hükmü içerir Kurumların sorumlularından emin olmanız gerekir
Muhtelif meseleler
Zengin bir kimse evinde kiracı olarak oturan fakirden ücret almayıp bunu zekatına saysa zekatını ödemiş olmaz Çünkü zekatta mal ve paranın fakirin eline geçmesi şarttır Burada ise faydalanma varsa da fakirin eline geçen bir şey yoktur
Zengin bir kimse, bir fakire önce borç para verip sonra bunu zekata saymak istese, borç olarak verdiği para fakirin elinde olup henüz bunu harcamamış ise, verdiği parayı zekata niyet edebilir Fakat parayı harcamış ise, artuk bu paranın zekata niyet edilmesi sahih olmaz
Fakirdeki alacağını zekata saymak isteyen kimse, alacağı kadar parayı fakire zekat olarak verir Fakir de aldığı bu parayı borcunu ödemek üzere alacaklıya iade eder Böylece zengin zekatını vermiş, fakir de borcunu ödemiş olur
Evi olmayan bir kimse, ev almak için nisab miktarındaki parasının üzerinden bir sene geçer de henüz ev almamış olursa, bu paranın zekatını vermesi icap eder
Zekatta, kadın da erkek gibidir Kadın sahip olduğu nisab miktarı altın ve gümüşün zekatını vermesi lâzımdır
Bir kimse, karısının diğer kocasından fakir olan çocuklarına zekat verebilir
Bir fakirin borcunu, fakirin isteği üzere bir başkası zekatına mahsuben ödese, bu, zekat yerine geçer Çünkü burada alacaklı, borçlu olan fakirin vekili olarak zekatını almıştır Borçlu olan fakirin isteği olmadan borç ödense, zekat yerine geçmez (Diyanet İlmihali, 280)
Zekatın, zekat verilen fakirin mülkiyetine geçirilmesi şarttır Fakire yedirilen yemek zekat yerine geçmez
Bir kimse malının zekatını vakti gelmeden peşin olarak verebildiği gibi, birkaç senelik zekatını da peşin olarak verebilir
Zamanımızda bir kısım kurumlar, zekat zarfı dağıtarak, halktan zekat ve fitre topluyor Bu toplanan paralar fakirlere, muhtaçlara dağıtılmıyor da, o kurumların çeşitli ihtiyaçları için harcanıyorsa, bu verilen paralar asla zekat olmaz Böyle kurumlara zekat verenler, zekatını yeniden vermek mecburiyetindedir
Zekatı açıktan, sadakaları gizli vermek efdaldir Ancak bir fakire zekat verirken bu zekat parasıdır ve filanın zekatıdır demeye gerek yoktur O malı zekat olarak vermeye kalben niyet kâfidir Dil ile söylemeye gerek yoktur Zekat verilen fakir, çok hassas birisi ise, ona zekat olduğunu söylememek daha münasiptir
Hayır işlerinde, maddî yardımlaşmada bir kişiyi vekil eden zengin, ona yardım paralarını verirken zekat için mi, yoksa sadaka olarak mı verdiğini açıklamalıdır Çünkü vekil ettiği kişinin zekatı zekat almaya ehil kişilere vermesi için bu bilgiye ihtayacı vardır Ancak vekilin de asıl gibi zekat niyetiyle fakire verdiği paranın zekat olduğunu söylemesine gerek yoktur
Zekat verecek kişi zekatını öncelikle bulunduğu beldenin fakirlerine vermeli, daha öncelikli olarak da zekat vermesi caiz olan uzaktaki akrabalarına vermelidir Ancak uzak bölgelerde savaş içinde, kıtlık içinde, hastalık ve ölümle pençeleşen müslümanlar varken, kendi beldesinde bulunan daha az ihtiyaçlı fakirlere zekat vermek uygun düşmez Çok uzaklarda da olsa acil ihtiyaç içinde bulunan müslümanlara vermelidir (İslam Ahkamı, Zeki Soyak)
Zekatın sarf yerleri Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde zikredilmiştir İslam uleması da bu konuda çok açıklayıcı bilgiler vermiş, kitaplara derc etmişlerdir
Bütün bunlara rağmen çok hassas olunması gereken bu konuda maalesef zekat verenler, zekata aracılık yapanlar ve zekat alanlar hassas davranmıyorlar, büyük vebal altına giriyorlar Şöyle ki:
Zekat verenler, zekatı müstehak olanlara ulaştırmak için taharri edecekler, yani araştıracaklardır Ya da bu husustaki hassasiyetinden emin oldukları kişi ya da vakıfların aracılığı ile bu çok mühim vazifelerini yerine getireceklerdir
Zekata aracı olanlar da, zekat veren kişi gibi layık olanını arayıp, soruşturup zekatı ona göre dağıtmakla mükelleftirler Hem de kendisine bir emanet tevdi edildiğinden, bu emaneti en iyi bir şekilde yerine getirmekle sorumludurlar Yani iki türlü bir mesuliyet taşımaktadırlar:
1- Zekatı müstehak olana vermek
2- Emanete riayet etmek
Zekat alan kişi de, zekata müstehak olup-olmadığını iyice tespit edecek Şayet zekata müstehak değil ise yani şer'an zengin sayılıyorsa kendisine verilen zekatı asla kabul etmeyecektir
Zamanımızda zekatı sarf yerlerinde de bir çok yanlışlıklar yapılmakta, vebal altına girilmektedir Şöyle ki:
Zekat paraları bankaya yatırılarak bekletilemez Zamanında fakir ve muhtaçlara ulaştırılması lazımdır Bu hususta maalesef hassas davranılmamaktadır
Zekat paralarıyla, zekat verilen diğer metalarla bina yapılamaz, cami yapılamaz, yurt, okul yapılamaz bu gibi yerlere, vakıflara herhangi bir eşya alınamaz Meselâ camiye, yurda, vakfa halı alınamaz, mutfak eşyası alınamaz, masa-sandalye alınamaz Bu gibi yerlere sarfedilen zekatın iadesi gerekir
Verilen zekat yılın sonunda verilmektedir Ayrıca zekatı 5-6 aylık çek ve senet vererek uzatmak fakirlerin hakkına riayetsizliktir Bu hususa da dikkat etmek gerekir Belki kısa süreli çek ve senet verilirse; meselâ, bir ayı geçmeyecek şekilde belki mazur olunur
Diğer bir husus da şudur: Zekata aracılık yapan kişi ve vakıflar zekatı çok uzun müddet elde tutamazlar Gerekli araştırmalar yapılarak zamanında müstehaklarına ulaştırılmalıdır Ancak zekat yerleri tespit edilip, zekat verileceklere zaman içinde peyderpey verilebilir Meselâ öğrencilere burs vermek, fakirlerin borç taksitlerini ödemek gibi
Allah'ım! Ümmet-i Muhammed'i Kur'an'a mahkum et Amin
Cemil Usta
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu