> 1 <
Kırık Link Bildir! #346007 10-12-2009 14:37 GMT-1 saat
Apo'nun hücresi bilmemkaç santimetre küçüldü diye, Apo da dahil bizim kuşağın tümü öldükten sonra daha uzun yıllar hayatlarını sürdürecek olan gençler kendi hayatlarından vazgeçiyorlar.
Kendilerini, kendi iradeleriyle bir kul haline getiriyorlar, kendi hayatlarını, kendi varlıklarını önemsiz buluyorlar.
Sadece bu satırları okumak bile çoğunu öfkeden delirtmeye yeter.
Onlara göre Apo hakkında bir söz söylenemez, Apo eleştirilemez.
Ahmet efendi kendine gel, sen kimsin Apo hakkında konuşacak tarzından mektupları yazmaya başlamışlardır bile.
Türkler için bu durum hiç yabancı değil.
Atatürk'le ilgili bir eleştiri yazıldığında da Ahmet efendi kendine gel mektuplarını Türkler yazmaya koyuluyor.
İnsanları, liderleri tabulaştırmak onlara tuhaf gelmiyor.
Şimdi Apo'nun hücresinin on beş santim küçülmesi nedeniyle gençlerin ölmesini anlamsız bulan birçok Türk, Anıtkabir'in dış bahçe duvarı on beş santim içeri çekilsin dendiğinde buna karşı çıkmak için ölmeye razı olur.
Hele o duvarı on beş santim geri çekecek olan Kürtler olursa, aynı bugün sokaklara fırlayan Kürt gençler gibi Türk gençler de sokaklara fırlar.
Birbirlerine inanılmaz derecede benziyorlar.
Zaten tehlikeli olan da bu benzerlikleri.
Üstelik benzerlikleri bu kadar da değil.
Türk ordusunu eleştirdiğimizde sen hainsin diye ayağa kalkan Türk gençleri gibi PKK'yı eleştiren biri olduğunda hain diye bağıran çok Kürt genci var.
Silahlı güçler de eleştiri dışı onlara göre.
Bu çocuklar için eleştirilemez liderler ve örgütler var.
Şimdi iki tarafın çocukları da bu satırları okuduklarında, sen bizim liderimizi ve ordumuzu nasıl öbürlerinin lideri ve ordusuyla bir tutabilirsin diyecekler ve bunu derken birbirlerine benzediklerini bilmeyecekler.
Onlar için en önemli şey, onların ırkları.
Bir Kürt gencine sorarsan Kürt olmaktan daha önemli bir şey yok, bir Türk gencine sorarsan Türk olmaktan daha önemli bir şey yok.
Yirmi beş yıl süren bir savaş sonucunda, karşılıklı olarak birbirinden nefret eden, birbirini öldürmek isteyen, kendilerini kul haline getirmiş, kendi varlığından vazgeçmiş, sorgulamayan, eleştirmeyen, şiddete yatkın büyük bir kalabalık yarattık.
Bizim Türk ve Kürt çocuklarımızın yaşıtları, dünyanın gelişmiş bölgelerinde felsefeyle, hukukla, tarihle, edebiyatla, sinemayla ilgilenip, iyi üniversitelerde ders görürken bizim çocuklarımız ırklarının ve ırkçılığın esiri olmuş durumda.
Her an kışkırtılabilirler, her an sokakları ateşe verebilirler.
Onları iyileştirebilecek tek şey barış.
Barışı bugün yaparsak bu çocukları normal bir dünyaya hazırlayabiliriz, onlara insanın ırktan önemli olduğunu anlatabiliriz, kul olmanın övünülebilecek bir şey olmadığını gösterebiliriz.
Biraz daha geciktiğimizde, bu çocukları barıştırmamız mümkün olmayacak.
Yaşları altmışa, yetmişe gelmiş adamlar bu gerçeğe hiç aldırmıyorlar, şu andaki siyasi hesapları için bu gençlerin bütün geleceğini insafsızca yakıyorlar.
Onların düşünmelerini değil, itaat etmelerini istiyorlar.
Kürtlerin arasında da Türklerin arasında da iktidarlarını sürdürebilmek için savaştan medet umanlar var ve özellikle şu son günlerde yaşadığımız olaylar, savaştan medet umanların birbirlerine düşman gibi gözükseler de işbirliği yapabileceklerini düşündürüyor insana.
Bingöl'de 33 askerin öldürülmesinde ve barışın önünün kesilmesinde işbirliği yapanlar, bugün neden yapmasınlar?
Tokattaki alçakça katliamı, Kürt ve Türk birçok siyasetçi boşuna 33 asker olayına benzetmiyor.
Ben bu çocuklar ölmesinler, iyi bir hayatları olsun, Türk ya da Kürt olmaktan daha önemli kimlikler olduğunu ve o kimlikleri insanın ancak kendisinin bir iş yaparak kazandığını öğrensinler, gelişmiş dünyadaki yaşıtları gibi mutlu yaşasınlar istiyorum.
Ve, çok acıklı bir biçimde bu isteğime ilk itirazın gene o gençlerden geleceğini biliyorum.
Onlar öfkelenmeye ve suçlamaya şartlandılar.
Ezberledikleri sözlerin dışında bir söz söyleyen herkesten nefret ediyorlar.
Onların kul olmasından yararlananlar da bu nefreti besliyor zaten.
Bu çocukları kurtarmak isteyen herkes, Kürt ya da Türk, elele verip barışı sağlamak zorunda.
Bunu şimdi yapamazsak, arkamızda bir cehennem ve o cehennemde yanmak için can veren kullar bırakacağız.
Ahmet ALTAN
Taraf Gazetesi
09.12.2009
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu