> 1 <
Kırık Link Bildir! #348765 15-08-2011 02:01 GMT-1 saat
Çok değerli bilim insanlarının geçmişte yaşaması, bizim için hem şans, hem de şanssızlık. Şanslıyız, çünkü onların buluşları ve zamanla bu buluşlar üzerine yapılan geliştirmeler sonucunda rahat birer yaşantı sürebiliyoruz. Şanssısız, çünkü yok olmaya doğru yüz tutan dünyamızda bu denli önemli beyinlerden mahrumuz. Hâlâ onları anıyor, onlardan örnek veriyor, onların işlerinden ilham alıyor olmak, bu insanların önemini her geçen zaman daha da artırıyor.
Hezarfen Ahmet Çelebi'nin kısa ömrü, insanlık tarihinin en önemli fikirlerinden birinin işleyişini sağladı, bunu tüm İstanbul'a gösterdi, ünü dünyaya yayıldı. Günümüzde uçaklarda bu davranıştan esinlenilmediğini söylemek mümkün değil. Sadece uçaklar mı, tabii ki hayır. Bu tip bir hamle, şüphesiz ki daha önce akıllara gelmeyen bir çok unsuru da doğurmuştur eminim.
Bu kısa açılışın ardından gelelim asıl konumuza. İnsanlık, artık gökyüzüne uçak camlarından değil, tamamen uçan bir şehirden de bakabiliyor, hatta elini uzatsa bulutlara bile değecek kadar yaklaşabiliyordu. Hayır, günümüzden bahsetmiyorum. Nasıl az önce 1600'lü yıllardan kelime oyunları yaptıysam, şimdi de 1900'lü yılların başlarına adım atıyorum (bu kez sanal olarak ama).
Gökyüzü sevdası, bulutlar ve temeldeki uçma kavramı, insanlara yeni fikirler veriyor. Neden yaşam alanlarımız bulutların hemen altında olmasın, neden her saniye hareket eden devasa bir zeminin üzerinde oksijen solumayalım? Yeryüzü çok geniş ve bilinmeyen milyonlarca tehlike barındıran bir kavram. Oysa ki uçan bir şehir, sınırları insanlar tarafından çizilen, bilinen ve sadece güvenilir düşünce sahibi kişilerin evi olabilirdi. Evet olabilirdi, ama olmadı. Üstelik bilinenin aksine teknoloji düzeyinin günümüze nazaran 1900'lü yıllarda daha gelişmiş olmasına rağmen...
Columbia sizi çağırıyor!
Hayvancılık, tarla işleri, yukarıdan bakıldığında insanlarca birleştirilen Lego parçalarından oluşturulmuş topraklar. Her şey sonsuza kadar güzel gidemez. Eğer sürekli yıkım olmasaydı, bu kez yeni yapılanmalar olmaz, mimaride gelişim kolay kolay sağlanmazdı. Columbia, Amerika'nın yeni hâli, teknolojinin çizgi dışı ürünü olarak sizi çağırıyor. Konuklarına yepyeni bir yaşamın kapılarını açan Columbia, birçok ev, tesis, dinlenme alanı ve iş merkezlerinden oluşuyor. Devasa balonlar aracılığıyla havada asılı şekilde ilerleyen bu mabed, nedeni belirlenemeyen aksaklıklar sonucunda sonsuzluğa doğru yol alan bir mezar halini alır.
Bioshock Infinite, bu hazin gelişmenin ardından, 1912 yılında bizlere merhaba diyor. Rapture maceralarının çok öncesinde, tamamen alakasının dışında bir macera. İlk Bioshock, gerçekten dahiyane kabul edilebilecek düzeyde projeydi. Su altında kurulan devasa yaşam fanusu tek kelimeyle mükemmeldi. Maceranın devamında bu kez ıssız bir çölün ortasına kurulu şehir hayal etmiştim. Maksatlar arasında gizlenmek de var ya, e tamam işte koca çölün ortasında dış dünya sakinlerinin ne işi var, değil mi?
Öyle ya da böyle, Bioshock serisinde bir şeylerin değişeceğini biliyordum. Bir Final Fantasy serisi edasında, yeni oyunlarda yeni konseptler denenerek devam edebilirdi bu seri, öyle de oldu. 2K Games ve Irrational Games'i iki konuda tebrik etmek istiyorum. Öncelikle Bioshock'u tasarlayıp bizlere sunmak çok akıllıcaydı. İkinci olarak ise, Infinite'nin tanıtım videosu da aynı derecede ters köşe etkisi yarattı. "İşte yine Rapture'dayız" derken, anladık ki gökler bizi çağırıyor. Eski oyunlara yapılan gönderme şaheser niteliğindeydi.
Su ve gökyüzü, dünya üzerinde birbirine en uzak iki kavramdır. Birden neden böyle bir değişikliğe gidildi diye sorulabilir tabii ki. Bu soruya yapımcı Ken Levine, "Rapture'un misyonu tamamlandı" diyerek yanıt veriyor. Bu yeni şehirde de cızırtılı band kayıtları bulabilir, eskilerin melodilerini duyabilirsiniz. Paniğin de etkisiyle halkı oluşturan topluluğun sağlıklı düşünmesi zaten olanaksız. Cinnet vakaları kaçınılmaz. Aklı başında olması gereken yegâne kişilerden birini de biz kontrol edeceğiz, ama o da hafızasını kaybetmiş durumda. Üstüne üstlük kurtarılmayı bekleyen biri de var...
Bakıyorum da mekân değişikliğinin haricinde hemen her şey aynı görünüyor. Yok mu hiç farklılık? Var tabii ki. Görüntüler aracılığıyla da tanıklık edeceksiniz, bu macerada milliyetçi duygular var. Rapture'daki hayatta kalma mücadelesini atın bir kenara. Egolar tatmin ediliyor, efendilik taslanıyor, insanlar hükmetmek için bastırıyor, ama sonuç ortada. Levine, Columbia şehrinin Rapture gibi bir sır olmadığını söylüyor. "Bu, Apollo projesi gibidir.Havada bir yaşam alanı. İşler ters gider ve Columbia, bir ölüm yıldızına bürünür. Şehir, bulutlar arasında kaybolur ve bir daha da haber alınamaz."
Beni öldürmeyen şey, güçlendirir
Yöneteceğimiz kişinin ismi Booker DeWitt. O, eski bir Pinkerton ajanı ve görevi, Columbia'da esir olarak tutulan Elizabeth adındaki bayanı kurtarmak. Ken Levine, Elizabeth'i bulmanın zor olmayacağını, asıl zorlukların bu çizginin ardında yaşanacağını belirtiyor. Elimizdeki silah ve pilazmitler, bir aşamadan sonra Elizabeth ile ortaklık kuracak. Duygusal bir bağın olabileceğinden de söz ediliyor. Hemen co-op oynanış söylentileri yayılmış durumda, ama eklenmeyeceği belirtildi. Belki de Elizabeth'i kurtardıktan sonra (ya da kurtarabilirsek) yapay zekânın da yardımıyla omuz omuza mücadele edeceğizdir
Ayrıca yapımcılar ekliyor: Bir amacımız da Columbia'da yaşananların gizemini çözmek.
Columbia'daki hemen her şey, bizim düşmanımız. Rapture halkını aklınıza getirin, açık hava ve daha geniş alanları da üzerine ekleyin, Infinite'nin ne olduğunu daha iyi anlarsınız. Yine de Levine, bizi düşüncelerimizle, tahminlerimizle baş başa bırakmaya kararlı. Baksanıza, kesin konuşmayı pek sevmiyor: "Tam olarak ne olduğunu söylemiyorum, ama bir şeyler ters gitti. Teknolojik mucize olan Columbia, bunun yanında yıkıcı bir de silah oldu."
Hatırlayın, önceki Bioshock oyunlarında genellikle ufak, dar koridorlar ve o koridorlarda dövüştüğümüz 3-4 düşman olurdu. Şimdi ise her şey, çevre boyutlarına göre yeniden şekilleniyor. Daha geniş çevre demek, daha fazla düşman ve daha fazla savaş taktiği demek. Bir de Big Daddy'ye benzeyen yaratık belirdi uzaktan. Ne olduğunu anlamadık henüz, ama onun gibi devasa olacağı açık. Tekniksek olarak yapılan bunca yeniliğin, haliyle sistemsel olarak da yeni karşılıkları olacak.
Grafikler, grafikler, grafikler
İlk iki oyunda Unreal 2.5 motorunun geliştirilmiş sürümüyle hareket eden yetkililer, Bioshock: Infiniti'de Unreal 3'ün modifiye edilmiş haline geçiş yapıyor. Zira yeni tasarlanan mekânlar, hem detay, hem de kapsam bakımından fazlasıyla zorlayıcı. Açık ortamlar, yoğun güneş ışınları ve gölgeler gibi unsurlar sebebiyle motorda ekstradan kodlar da yazılmış. Bioshock için yeni bir konsept oluşturulmuş ve 30 bin feet yüksektesiniz. Yeni bir motor haliyle şart. Ayrıca yeni animasyon ve yapay zekâ sistemleri için de çalışılıyor. Başlıca sebebi ise, Elizabeth'in oyunda önemli bir yere sahip olması.
Eskiler, yeniler
Ken Levine, yeni dünyası hakkında konuşmaya devam ediyor: "Bioshock: Infinite, seriyle bağlantılı bir oyun, ama Rapture ile değil. Bioshock, geniş bir seri ve devamı da gelecek." Muhtemelen devamı da farklı olacak (bence uzayı düşünmeliler). Levine'e, 2K Başkanı Christoph Hartmann da katılıyor, "Bioshock, endüstrinin en sevilen ve övgü alan serilerinden bir tanesiydi. Şimdi bu dünyayı genişletmek için heyecanlıyız."
Bioshock: Infinite, PC, PS3 ve X360 platformları için geliştiriliyor. Çıkış tarihi olarak da 2011 yılı gösteriliyor. İlk başta Icarus projesi olarak perde arkasında saklanan yapımın yeni bir Bioshock olduğunu öğrenmek, eminim benim dışımda da milyonlarca oyuncuyu sevindirdi
Kaynak:merlininkazanı
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
MSN
#348794 15-08-2011 16:45 GMT-1 saat
Oyunun yarısı bizim kontrolümüzde değilmiş
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#348796 15-08-2011 17:09 GMT-1 saat
Bizim kontrolümüzde değilmiş derken
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
MSN