Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

New York’taki Özgürlük Heykeli’nin parasını Sultan Abdüláziz ödemiş...

> 1 <

crazy_31

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1126 ileti
Yer: miyim yemem
İş: siz güçsüz
Kayıt: 17-03-2006 14:34

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #56540 11-06-2006 17:44 GMT-1 saat    
Özgürlük Heykeli , 19. yüzyılın ortalarında Türk toprağı olan Mısır’a dikilmesi maksadıyla Fransızlar tarafından hazırlanmış ama sonradan yaşanan bazı şanssızlıklar yüzünden Mısır yerine Amerika yolunu tutmuştu. İşin daha da garip tarafı, heykelin masraflarının büyük kısmının, zamanın hükümdarı Sultan Abdüláziz tarafından bizzat ödenmiş olmasıydı.

‘NEW York’ dendiği zaman, çoğumuzun hatırına ilk önce Manhattan’daki gökdelenler ve şehrin hemen önündeki adada yükselen, kaidesiyle beraber tam 93 metrelik ‘Özgürlük Heykeli’ gelir.

1880’li senelerde Fransa’da yapılan Özgürlük Heykeli’nin masraflarının büyük kısmının bizden çıktığını, projesinin New York’a değil, o yıllarda Türk toprağı olan Mısır’a dikilmek üzere hazırlandığını ve son anda yaşanan bir talihsizlik neticesinde Amerika’ya gittiğini bilir misiniz?

İşte, kaçırılan bu fırsatın kısa öyküsü:

19. asırda Osmanlı İmparatorluğu’nun toprağı olan Mısır, yüzyılın ilk yıllarından itibaren Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın soyundan gelen ‘Hıdiv’ unvanlı valiler tarafından idare ediliyordu ve içişlerinde bağımsız hale gelmişti. Mısır valileri, sadece yabancı memleketlerle imzaladıkları anlaşmalarla mali protokolleri padişaha tasdik ettirmekle yükümlüydüler ve İstanbul, bu gibi talepleri genellikle her zaman yerine getiriyordu.

Mısır Valisi Said Paşa’nın Fransız mühendis Ferdinand de Lesseps’e 1854’te hazırlattığı ve Akdeniz ile Kızıldeniz’i birbirine bağlayacak olan Süveyş Kanalı projesi de onaylaması için Osmanlı hükümdarına sunulmuştu. Projenin arkasında Fransa vardı ama İngiltere, Akdeniz’deki ve Hindistan’daki hákimiyetini sona erdirebilecek olan böyle bir hazırlığa karşı çıkıyor ve zamanın hükümdarı Sultan Abdüláziz’i, projeyi reddetmesi için devamlı bir baskı altında tutuyordu.

Said Paşa, İstanbul’un tasdikini beklemedi ve 1854’ün 30 Kasım’ında Fransız mühendise projenin hayata geçirilmesi için gerekli şirketin kurulması iznini verdi. Fransız sermayesiyle kurulan şirketin hisse senetlerinin tamamı satılınca İngiltere, Sultan Abdüláziz’e daha da fazla baskı yapmaya başladı ve hükümdar, Mısır Paşası’nın projesini 12 yıl boyunca onaylamadı.

Mısır tarafı ise, İstanbul’un tasdiki gelmeden işe başladı ama Said Paşa 1863’te birdenbire ölüverdi. Yerine geçen İsmail Paşa ise Fransız değil, İngiliz taraftarıydı, bu yüzden iktidarının ilk yıllarında projeye gereken önemi vermedi ama daha sonraki senelerde Kanal’ın Mısır’a nasıl bir hayati değişiklik getireceğini farkedince işe o da dört elle sarıldı. Kazılar neredeyse tamamlanmak üzereyken Fransız hükümeti, Sultan Abdüláziz’e İngilizler’den daha fazla baskı yapmaya başladı. Sultan Abdüláziz, 1866’nın 19 Mart’ında yayınladığı fermanla Kanal’a izin verirken Kanal Şirketi ile Said ve İsmail Paşalar arasında varılan anlaşmaları onayladı, üstelik Mısır’ın kanal inşaatı için yaptığı dış borçları de devlet garantisi altına aldı ve kendisi de Kanal Şirketi’nin hisselerine oldukça yüksek bir mebláğ yatırdı.

ASYA’NIN IŞIĞI OLACAKTI

Said Paşa ile kanalın mühendisi olan Ferdinand de Lesseps arasında 1854’te varılan anlaşmanın çok ilginç bir maddesi vardı: Kanal’ın Akdeniz’e açıldığı yere dev bir heykel dikilecekti. Heykel, firavunlar zamanının giysilerine bürünmüş bir kadın şeklinde olacak ve elinde ‘Asya’nın ışığının Mısır’dan geldiğini’ sembolize eden bir meşale tutacaktı. Sultan Abdülaziz’in ödediği paralar arasında yapılacak olan heykelin masraflarının bir bölümü de vardı.

Paşa ve mühendis, eseri Fransa’nın tanınmış heykeltraşlarından olan Frederic Auguste Bartholdi’ye sipariş ettiler, hatta bir hayli avans da ödendi ve Bartholdi işe başladı. Dikileceği yerde monte edilecek şekilde parçalar halinde hazırlanan heykel birkaç sene sonra tamamlanmış, kanalın Akdeniz’e açıldığı yerde birkaç hafta içerisinde yerleştirilebilecek hale getirilmiş ve Marsilya’dan bir gemi ile Mısır’a nakledilmesinin hazırlıklarına bile girişilmişti.

Ama, Said Paşa’dan sonra Mısır’ın başına geçen İsmail Paşa, Müslüman bir memlekette böylesine büyük bir heykelin dikilmesinin halk arasında hoşnutsuzluk yaratacağını düşündü ve mühendis Ferdinand de Lesseps’e, heykelin Mısır’a getirilmemesi talimatını verdi. Mühendis’in Paşa’yı ikna çabaları neticesiz kaldı. Süveyş Kanalı 1869 Kasım’ında dünyanın dört bir tarafından gelen davetlilerin katıldığı büyük ama ‘heykelsiz’ törenlerle açıldı. Bartholdi’nin eseri ise, Mısır’da bu yaşananlardan sonra Paris’te bir depoya kondu ve tozlanmaya terkedildi.

O yıllarda dünyanın bir başka tarafında, Fransa ile Amerika Birleşik Devletleri arasında büyük bir muhabbet yaşanıyor ve taraflar birbirlerine jest üstüne jest yapıyorlardı.

HEYKEL, AMERİKA YOLUNDA

Paris’te kurulan Fransız-Amerikan dostluk grubunun lideri olan Edouard Rene Lefebvre de Laboulaye, Fransız Hükümeti’ni Amerikalılar’ın Fransa’nın dostluğunu daima hatırlamaları için bir hediye gönderilmesi konusunda ikna etti ve hediyenin devásá bir heykel olması kararlaştırıldı. Heykel bir elinde hukuku simgeleyen bir kitap tutacak, diğer elinde de ‘dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü’ olan bir meşale taşıyacaktı.

Sipariş gene aynı heykeltraşa, Frederic Auguste Bartholdi’ye verildi. Bartholdi’nin eseri zaten hazırdı, senelerden beri bir depoda beklemedeydi ve tek eksiği üst kısmında, yani elleriyle kollarında ve yüzünde bazı değişiklikler yapılmasıydı.

Amerikalılar heykelin New York’un hemen girişinde bulunan ufak adalardan birine yerleştirilmesine karar verdiler. Bartholdi, kaidenin yerini görmek için New York’a gitti ve Paris’e dönüşünde yeniden işe başladı. Bakır ve çelikten yaptığı heykelin mühendisliği ilgilendiren taraflarını Paris’e kendi adıyla anılan bir kule dikmiş olan Gustave Eiffel ile beraberce çalışarak tamamladı ve 1884 Haziran’ın ilk günlerinde eserini Fransız hükümetine teslim etti. Bartholdi heykelin yüzünü tamamen değiştirmiş ve metale annesi Charlotte’in siluetini işlemişti. Birbirine monte edilecek şekilde yapılmış 350 parçadan oluşan heykel ‘İsere’ adındaki bir Fransız gemisine yüklendi ve 4 Kasım 1885 günü New York’a ulaştı.

New York’ta, bu arada heykelin kaidesinin yapımı için bir bağış kampanyası başlamış, ilk bağışı Macar göçmeni olan, New York’ta ‘World’ adında bir gazete çıkartan Joseph Pulitzer yapmış ve kaide için 100 bin dolar vermişti. Macar göçmeni gazeteci, daha sonra gazetecilikte dünyanın en büyük ödülü sayılan ‘Pulitzer’in de isim babası olacaktı.

Kaidenin inşasından sonra sıra heykelin dikilmesine ve resmi açılışa geldi. Bartholdi, New York’a yanına bu defa Süveyş Kanalı’nın mühendisi ve heykelin fikir babası olan Ferdinand de Lesseps’i de alarak gitti ve 1886’nın 25 Ekim’inde yapılan törende eserinin açılışını bizzat yaptı.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


crazy_31:
...neyleyim KIRMIZI deyince, BEYAZ demeyen yari..

Mavi GÜL

grup tuttuğum takım
Teğmen Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 446 ileti
Yer: izmirrrrrr
İş: öğrenciiizz aaabiiii
Kayıt: 31-05-2006 13:43

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#56895 12-06-2006 13:38 GMT-1 saat    
tüh ya görüyor musun kaçırmışız güzelim heykeli

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


heykimsinsen

grup tuttuğum takım
Teğmen Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 375 ileti
Yer: Pişmaniye Diyar
İş: Muhasip
Kayıt: 31-05-2006 11:04

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#56897 12-06-2006 13:41 GMT-1 saat    
demekki ülkeden kaçırmaların mazisi taaa ozamanlara dayanıyor.
eline emeğine sağlık güzel bilgi

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <