Kırık Link Bildir! #58114 14-06-2006 16:39 GMT-1 saat
"1930 yılında Fransızlara ait bir mezarın açılışında bulunan general, Şehitlerimizin bulunduğu kabirleri de ziyaret etmeden gidememiş ve yanındaki Fransız topluluğa şunları anlatmıştır."
-Efendiler! Sizlere hafızamda hala taptaze kalan canlı bir hatıramı anlatmak istiyorum. Türk askeri, dünyada eşine ender rastlanan hasletlere sahiptir... Dinleyiniz! Bir sabah vakti günün ilk ışıklarıyla birlikte Türklerle süngü harbine başlamıştık. Türkler çok mahir ve cesur döğüşüyorlardı. Onlarla başa çıkmak mümkün görünmüyordu. Akşamın geç vakitlerine kadar süren çarpışmalardan sonra, yaralılar toplanırken, ben de harp sahasına gelmiştim. O karışık hengamede gördüğüm manzarayı, her şeyi bir kenara bırakarak büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla seyre koyulmaktan kendimi alamadım. Şöyle ki:
"Bir Türk askeri kendi yaralarına yerden aldığı toprakları basarken, kucağına yasladığı başka bir askerin yaralarına da, gömleğinden yırttığı parçaları sarıyordu...
Efendiler! Bu fedakar, kahraman ve asil Türk askerinin kucağındaki yaralı kimdi biliyor musunuz? Sözlerini hıçkırıklarla sürdüren general, gözyaşlarını mendiliyle silerek, heyecanlı bir ses tonuyla, o Türk yiğidinin kucağındaki yaralı asker, bir Fransız, askeriydi! ardından da yere çöküp bir süre daha gözyaşları akıttı."
Ruhları şad olsun.