Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

FELSEFECİLERİN YANILTMAK İCİN KULLANMIŞ OLDUKLARI SİLAH

> 1 <

hilful_fudul

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 39 ileti
Yer: istanbul
İş: öğrenci
Kayıt: 16-06-2006 08:28

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #64730 21-06-2006 20:05 GMT-1 saat    
Öncelikle sunu söylemek gerekirki felsefe nedensellik suruları icerisinde hep sorgulama biciminde bir yaklaşım tarzıdır takınır felsefenin bu yaklaşım tarzını islamın sabiteleri olan akidevi konular kader ve irade mevzu üzerinden sorgulayıcı bir tavır ile yaklaşarak allah a bile isyana kalkmıştır ve bircok arkadaşımızı bu konu üzerinden saptırmıştır

ve bu felsefistlerin bizim insanımıza karşı kullanmış oldukları enbüyük yanıltma silahı kader konusudur

ve derlerki neden madem kaderin belli ise neden kendini zorluyor ve birşeylerin peşine düşüyor bir şekillere giriyorsun ki madem senin kaderin belli dünyaya geldiğinden berli sana cizilen rolu oynuyacaksın ve madem sonunun ne olacagıda belli ise neden cehennem varki burada allah insana zülüm etmiyormu derler

ben kendim bir felsefeci öğretmenle tartıştığımda bana aynen bunları söylemişti bende ona dedimki

yoldan geciyorken sağa ve sola bakma geregi hissediyormusun ve dediki evet hissediyorum peki ozaman dedim neden bir insan yoldan gecerken saga ve sola bakma geregi hisseder değilmi yoldan gecerken sağa ve sola bakmamak gibi bir gerekceside var sizin sizin yermiş olduğunuz kader anlayışı aslında yanlış bir kader anlayışı olduğunu söyledim işte insanın 2 secimi vardır ikiside onun kaderi olarak belirlenmiştir ve iyiyi kötüyü birbirinden ayıt edici özgür irade sahibidir insan tıpkı yoldan gecerken saga ve ssola bakma geregi hisseddiğiniz gibi

MADEM KADERİ BELLİ İSE SAGA VE SOLA BAKMASI MANTIKSIZ DEĞİLMİDİR YADA KÖPRUDEN GECMASİ MANTIKSIZDIR EĞER BÖYLE BİR KADER İNANCIYLA İNANIYORSANIZ BUNUN YANLIŞ OLDUĞUNU ÖĞRENİN
ama köprüden gecmek sagına ve soluna bakarak yoldan gecmek insanın yararınadır ve bu insanın gercek kaderidir yani iyi ve doğru olan herşey isyan eden ve sosyal hayatında kötü ve şerri tercih eden insanlar kaderlerine isyan etmiştir mesela kızına tecavüz eden baba allaha ve kaderine isyan etmiştir bu onun kaderi değildi allah ona zülüm etmediki kızına tecavüz ettiğiğicin o kendine zülüm etti bu onun kaderi değildi

saygılarımla HİLFUL_FUDUL

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


kimliksiz

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 35 ileti
Yer: DÜNYA......
İş: Serbest Meslek
Kayıt: 12-06-2006 12:35

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#64943 22-06-2006 07:38 GMT-1 saat    
felsefe = hikmet oldugu muddetce uygundur. ancak Allah'tan ayrı bir dusunme tarzı elbetteki zarara ugratacaktır ki ugratmıstır nitekim.
Madem hersey belli yani kaderde var. Otobanda ayagı takılıp dusen ve insanın elinde hicbir guc yoktur diyen kisi niye hemen ayaga kalkıp karsıya gecmeye calısır. kaderinde arabanın altında ezilmek varsa niye bu kadere karsı cıkıyor.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


hilful_fudul

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 39 ileti
Yer: istanbul
İş: öğrenci
Kayıt: 16-06-2006 08:28

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#66551 24-06-2006 02:45 GMT-1 saat    
kimliksiz

eğer böyle dersen sana felsefeci şöyle der ayaga kalkıp kacmasını da allah yaratıyor der

işte benim anlatmak istediğim mesele bu yani cebr değil özgür irade

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


kimliksiz

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 35 ileti
Yer: DÜNYA......
İş: Serbest Meslek
Kayıt: 12-06-2006 12:35

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#66874 24-06-2006 13:19 GMT-1 saat    
Allah yaratiyor degil, Allah o gucu veriyor. ayni kapiya ciktik diye dusunuyom. insanin elinde cuz-i irade dedigimiz ozgur iradesi varr.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


hilful_fudul

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 39 ileti
Yer: istanbul
İş: öğrenci
Kayıt: 16-06-2006 08:28

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#69822 28-06-2006 07:42 GMT-1 saat    
senin ne yapacagın allah ın ezeli iradesinde belli değilmi????

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


kimliksiz

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 35 ileti
Yer: DÜNYA......
İş: Serbest Meslek
Kayıt: 12-06-2006 12:35

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#70675 28-06-2006 15:45 GMT-1 saat    
"sen değiştiğinde kaderinde değişir" bu sozu nie kullaniyosunuz. ne gibi anlamlar iceriyo hic dusundunuzmu?

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


venoM
۞.fnym.۞

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 2040 ileti
Yer:
İş: venoM
Kayıt: 14-03-2006 14:13

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#70711 28-06-2006 16:08 GMT-1 saat    
Alıntı:
hilful_fudul :
senin ne yapacagın allah ın ezeli iradesinde belli değilmi????


ewt kardeş bizlerin ne yapacağı ezeli iradesinde bellidir.Ama Allah(cc) bizim irademizi elimizden almamıştır zaten felsefe öğretmeninde sana sorduğu soru buraya dayanıyo şöyle diyim kader:Allah ın önceden bizim yapacaklarımızı görüp yazmasıdır yani Allah-ü Teala bizim ne yapacağımızı görmüş ve bunu yazmıştır kader budur.Elimizden irade alınmamıştır.Biz ne yapıyorsak ne yapmışsak yada ne yapacaksak Allah bunları yazmıştır.İnsanın elinden cüz-i iradesi alınmamıştır.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


kimliksiz

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 35 ileti
Yer: DÜNYA......
İş: Serbest Meslek
Kayıt: 12-06-2006 12:35

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#73246 30-06-2006 14:50 GMT-1 saat    
"Kader" aynı zamanda biz bunu farkli bi sekilde kullanırız "kadar"
yani olcudur bi bakima kader kelimesi. nasil diim: kagıda ates tutulursa yanar bu bi kaderdir, olcudur. kagıda ates tutup tutmamaksa size kalmis. ates tutarsan ormani yakarsin tutmazsan orman yanmas. bicagi eline koyup bastirirsan parmagin kesilir. bu bi olcudur kaderdir. bicagi eline koyup bastirmak size kalmis bi tercihtir.
bu arada ilahi irade sonucu parmaginiza baska bi sekilde bicak gelir ve keser. buda elinisde olmayan bi kaderdir. olcudr. yani Kulli İrade. Siz tedbrinizi almissinisdir. bicagi saklamissinizdir. ama tedbir takdirin onune geceemeyebiliyoo

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


hilful_fudul

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 39 ileti
Yer: istanbul
İş: öğrenci
Kayıt: 16-06-2006 08:28

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#73815 01-07-2006 05:52 GMT-1 saat    
sayın venom_mf dedi
-------------------------------------------------------------------

Allah-ü Teala bizim ne yapacağımızı görmüş ve bunu yazmıştır

-------------------------------------------------------------------------------

sayın venom allah cc bizim ne yapacagımızı görmüştür ve yazmıştır deken yani bu yapmış ve etmiş olduklarımızı biz kendimizmi yaptıkda allah cc bunları kayıt etti senin bunu demekmi istiyorsun yok eger böyle diyorsan haşa allah cahil olmuş olur yok eğer dersenki hayır bizim yapmadıklarmız ve yapacaklarımı onun ezeli iradesinde bellidir dersen sorarım sana kızına tecavüz eden baba nın kaderinde kızına tecavüz etmekmi vardı

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


kimliksiz

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 35 ileti
Yer: DÜNYA......
İş: Serbest Meslek
Kayıt: 12-06-2006 12:35

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#74167 01-07-2006 11:39 GMT-1 saat    
hilful_fudul,,, hala sen degistiginde kaderinde degisir cumlesnın ne anlma geldigini soylemednz.

birseyin bilinyoor olmasi sorumlulugumuzu kaldirmazki.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


venoM
۞.fnym.۞

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 2040 ileti
Yer:
İş: venoM
Kayıt: 14-03-2006 14:13

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#74269 01-07-2006 13:20 GMT-1 saat    
Alıntı:
hilful_fudul :
sayın venom_mf dedi
-------------------------------------------------------------------

Allah-ü Teala bizim ne yapacağımızı görmüş ve bunu yazmıştır

-------------------------------------------------------------------------------

sayın venom allah cc bizim ne yapacagımızı görmüştür ve yazmıştır deken yani bu yapmış ve etmiş olduklarımızı biz kendimizmi yaptıkda allah cc bunları kayıt etti senin bunu demekmi istiyorsun yok eger böyle diyorsan haşa allah cahil olmuş olur yok eğer dersenki hayır bizim yapmadıklarmız ve yapacaklarımı onun ezeli iradesinde bellidir dersen sorarım sana kızına tecavüz eden baba nın kaderinde kızına tecavüz etmekmi vardı


kardeş sen benim dediğimi yanlış anladın bizim şu anda yaptıklarımızı Allah'u Teala Önceden görmüştür bunları yazmıştır.YAni insanın elinden iradesi alınmamıştır.Bir baba kızına tecavüz ederse bu onun kendi seçimidir.Eğer bu herif kızına tecavüz ettiyse kaderinde öyle yazılıymış demekki.Ben demiyorumki Allah (cc) onun elinden iradesini aldı die haşa.Bu adama bir irade verilmiş oda ya kızına yapcak bu pisliği ya yapmıyacak.Bunu Allah'u Teala zaten biliyo bu adamın tecavüz edip etmiyeceğini Allah(cc) onun yapacağı şeyi yazmıştır kaderine elinden iradesi alınmamıştır.



_____________________________________________________________________________________________________________________


Kader ve cüz-ü ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren, hâlî ve vicdanî bir imanın cüzlerindendir. Yoksa ilmî ve nazarî değillerdir. Yani, mü'min, herşeyi, hattâ fiilini, nefsini Cenâb-ı Hakka vere vere, tâ nihayette teklif ve mes'uliyetten kurtulmamak için, cüz-ü ihtiyarî önüne çıkıyor; ona "Mes'ul ve mükellefsin" der. Sonra, ondan sudur eden iyilikler ve kemâlâtla mağrur olmamak için, kader karşısına geliyor; der: "Haddini bil, yapan sen değilsin."

Evet, kader, cüz-ü ihtiyarî, iman ve İslâmiyetin nihayet merâtibinde; kader, nefsi gururdan; ve cüz-ü ihtiyarî, adem-i mes'uliyetten kurtarmak içindir ki, mesâil-i imaniyeye girmişler. Yoksa, mütemerrid nüfus-u emmârenin işledikleri seyyiâtının mes'uliyetinden kendilerini kurtarmak için kadere yapışmak; ve onlara in'âm olunan mehâsinle iftihar etmek, gururlanmak, cüz-ü ihtiyarîye istinad etmek; bütün bütün sırr-ı kadere ve hikmet-i cüz-ü ihtiyariyeye zıt bir harekete sebebiyet veren ilmî meseleler değildir.

Evet, mânen terakkî etmeyen avam içinde, kaderin câ-yı istimâli var. Fakat, o da mâziyat ve mesâibdedir ki, ye'sin ve hüznün ilâcıdır. Yoksa, maâsî ve istikbaliyatta değildir ki, sefahete ve atâlete sebep olsun. Demek, kader meselesi, teklif ve mes'uliyetten kurtarmak için değil, belki fahr ve gururdan kurtarmak içindir ki, imana girmiş. Cüz-ü ihtiyarî, seyyiâta merci olmak içindir ki, akideye dahil olmuş; yoksa mehâsine masdar olarak tefer'un etmek için değildir.

Evet, Kur'ân'ın dediği gibi, insan, seyyiâtından tamamen mes'uldür. Çünkü seyyiâtı isteyen odur. Seyyiat, tahribat nev'inden olduğu için, insan bir seyyie ile çok tahribat yapabilir, müthiş bir cezaya kesb-i istihkak eder: bir kibritle bir evi yakmak gibi. Fakat hasenatta iftihara hakkı yoktur. Onda onun hakkı pek azdır. Çünkü hasenâtı isteyen, iktiza eden rahmet-i İlâhiye; ve icad eden kudret-i Rabbâniyedir. Sual ve cevap, dâi ve sebep, ikisi de Haktandır. İnsan yalnız dua ile, iman ile, şuur ile, rıza ile onlara sahip olur.

Fakat seyyiâtı isteyen nefs-i insaniyedir: ya istidat ile, ya ihtiyar ile. Nasıl ki, beyaz, güzel güneşin ziyasından bazı maddeler siyahlık ve taaffün alır. O siyahlık, onun istidadına aittir. Fakat o seyyiâtı, çok mesâlihi tazammun eden bir kanun-u İlâhî ile icad eden yine Haktır. Demek, sebebiyet ve sual nefistendir ki, mes'uliyeti o çeker. Hakka ait olan halk ve icad ise, daha başka güzel netice ve meyveleri olduğu için güzeldir, hayırdır.

İşte, şu sırdandır ki, kisb-i şer, şerdir; halk-ı şer, şer değildir. Nasıl ki, pek çok mesâlihi tazammun eden bir yağmurdan zarar gören tembel bir adam diyemez, "Yağmur rahmet değil." Evet, halk ve icadda bir şerr-i cüz'î ile beraber hayr-ı kesir vardır. Bir şerr-i cüz'î için hayr-ı kesiri terk etmek, şerr-i kesir olur. Onun için, o şerr-i cüz'î, hayır hükmüne geçer. İcad-ı İlâhîde şer ve çirkinlik yoktur; belki abdin kisbine ve istidadına aittir.

Hem nasıl kader-i İlâhî, netice ve meyveler itibarıyla şerden ve çirkinlikten münezzehtir. Öyle de, illet ve sebep itibarıyla dahi, zulümden ve kubuhtan mukaddestir. Çünkü, kader hakikî illetlere bakar, adalet eder. İnsanlar zâhirî gördükleri illetlere hükümlerini bina eder, kaderin ayn-ı adaletinde zulme düşerler. Meselâ, hâkim seni sirkatle mahkûm edip hapsetti. Halbuki sen sârık değilsin. Fakat kimse bilmez gizli bir katlin var. İşte, kader-i İlâhî dahi seni o hapisle mahkûm etmiş. Fakat kader, o gizli katlin için mahkûm edip adalet etmiş. Hâkim ise, sen ondan masum olduğun sirkate binaen mahkûm ettiği için zulmetmiştir. İşte, şey-i vâhidde iki cihetle kader ve icad-ı İlâhînin adaleti ve insan kisbinin zulmü göründüğü gibi, başka şeyleri buna kıyas et. Demek, kader ve icad-ı İlâhî, mebde ve müntehâ, asıl ve fer', illet ve neticeler itibarıyla şerden ve kubuhtan ve zulümden münezzehtir.

Eğer denilse: "Madem cüz-ü ihtiyarînin icada kabiliyeti yok. Bir emr-i itibarî hükmünde olan kisbden başka, insanın elinde birşey bulunmuyor. Nasıl oluyor ki, Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyanda,


--------------------------------------------------------------------------------

Yirmi Altıncı Söz - s.205

Hâlık-ı Semâvat ve Arza karşı, insana âsi ve düşman vaziyeti verilmiş; Hâlık-ı Arz ve Semâvat, ondan azîm şikâyetler ediyor, o âsi insana karşı abd-i mü'mine yardım için kendini ve bütün melâikesini tahşid ediyor, ona azîm bir ehemmiyet veriyor?

Elcevap: Çünkü küfür ve isyan ve seyyie, tahriptir, ademdir. Halbuki, azîm tahribat ve hadsiz ademler, birtek emr-i itibarîye ve ademîye terettüp edebilir. Nasıl ki, bir azîm sefinenin dümencisi, vazifesinin adem-i ifasıyla, sefine gark olup bütün hademelerin netice-i sa'yleri iptal olur. Bütün o tahribat, bir ademe terettüp ediyor. Öyle de, küfür ve mâsiyet, adem ve tahrip nev'inden olduğu için, cüz-ü ihtiyarî, bir emr-i itibarî ile onları tahrik edip müthiş netâice sebebiyet verebilir. Zira küfür, çendan bir seyyiedir. Fakat bütün kâinatı kıymetsizlikle ve abesiyetle tahkir ve delâil-i vahdâniyeti gösteren bütün mevcudatı tekzip ve bütün tecelliyât-ı esmâyı tezyif olduğundan, bütün kâinat ve mevcudat ve esmâ-i İlâhiye namına, Cenâb-ı Hak kâfirden şedit şikâyet ve dehşetli tehdidat etmek ayn-ı hikmettir ve ebedî azap vermek ayn-ı adalettir.

Madem insan küfür ve isyanla tahribat tarafına gidiyor; az bir hizmetle pek çok işleri yapar. Onun için, ehl-i iman, onlara karşı Cenâb-ı Hakkın inâyet-i azîmine muhtaçtır. Çünkü, on kuvvetli adam, bir evin muhafazasını ve tamiratını deruhte etse, haylaz bir çocuğun o haneye ateş vermeye çalışmasına karşı, o çocuğun velisine, belki padişahına müracaata, yalvarmaya mecbur olması gibi, mü'minlerin de böyle edepsiz ehl-i isyana karşı dayanmak için Cenâb-ı Hakkın çok inâyâtına muhtaçtırlar.

Elhasıl: Eğer kader ve cüz-ü ihtiyarîden bahseden adam, ehl-i huzur ve kemâl-i iman sahibi ise, kâinatı ve nefsini Cenâb-ı Hakka verir, Onun tasarrufunda bilir. O vakit hakkı var kaderden ve cüz-ü ihtiyarîden bahsetsin. Çünkü madem nefsini ve herşeyi Cenâb-ı Haktan bilir; o vakit cüz-ü ihtiyarîye istinad ederek mes'uliyeti deruhte eder; seyyiâta merciiyeti kabul edip Rabbini takdis eder, daire-i ubudiyette kalıp teklif-i İlâhiyeyi zimmetine alır. Hem kendinden sudur eden kemâlât ve hasenatla gururlanmamak için kadere bakar, fahr yerine şükreder. Başına gelen musibetlerde kaderi görür, sabreder.

Eğer kader ve cüz-ü ihtiyarîden bahseden adam ehl-i gaflet ise, o vakit kaderden ve cüz-ü ihtiyarîden bahse hakkı yoktur. Çünkü nefs-i emmâresi, gaflet veya dalâlet saikasıyla kâinatı esbaba verip Allah'ın malını onlara taksim eder, kendini de kendine temlik eder. Fiilini kendine ve esbaba verir, mes'uliyeti ve kusuru kadere havale eder. O vakit, nihayette Cenâb-ı Hakka verilecek olan cüz-ü ihtiyarî ve en nihayette medar-ı nazar olacak olan kader bahsi mânâsızdır. Yalnız, bütün bütün onların hikmetine zıt ve mes'uliyetten kurtulmak için bir desise-i nefsiyedir.
(Risale-i Nur 26.söz Birinci Mebhas)

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


hilful_fudul

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 39 ileti
Yer: istanbul
İş: öğrenci
Kayıt: 16-06-2006 08:28

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#78867 04-07-2006 20:47 GMT-1 saat    
kimliksiz kaderin tevhid akidesinde ne manaya geldiğini öğrenmek icin kelime ve kavramsal olarak kısa bir değinme yapmışşın ama bu acıklaman yeterli olmamış türkcede kader o kadar bu kadar su kadar gibi ölcü birimleri ifade eden kelimelerle aynı kökten gelir tevhid akidesinde miktar mukadderat kadir taktir gibi kelimelerde etimolojik olarak aynı kökten gelir ve kader bizim anlayacagımız şekilde ölcü demektir ve bizi yaratan cenabı allah cc birde bizim nasıl yaşamamız gerektigini belirleyen biz sınır koymuştur işde biz buna din diyoruz yani din sınırdır din hududttur sınırlar koymuştur allah cc işte insan o sınırları aşabilmek taşabılmek o sınırdanda dışarıya cıkabilmek biciminde yaratılmıştır buda insanın kaderine isyan etmesidir fakat kişinin işlemiş olduğu allah ın belirlemiş olduğu sınırın dışarısında olan bir şer işte olsa allah cc nun iradesi dışarısında gercekleşmez

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


kimliksiz

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 35 ileti
Yer: DÜNYA......
İş: Serbest Meslek
Kayıt: 12-06-2006 12:35

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#84154 08-07-2006 13:44 GMT-1 saat    
Açıklamalar için teşekkür ederim... Kısa bir değinme yaptığımın farkındayım... Bilen (sizin gibi) biliyor zaten... bilmeyen biraz araştırıp bulur inşaallah... Bu konuyla ilgili genişlemesine ve derinlemesine açıklamalar da bulunuyor...
Verdiğiniz açıklamalar için tekrardan teşekkürler..

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <