Kırık Link Bildir! #71438 29-06-2006 09:05 GMT-1 saat
KABEYİ YIKMAK BATILILARIN TARİHİ HAYALİ
Amerikan Kongresi üyesi Tom Tacerodi, Müslüman köktencilerin Amerikan kentlerine saldırması durumunda ABDnin nükleer silahlarla başta Kabe olmak üzere Müslümanların kutsal mekânlarını hedef alabileceğini ifade ediyordu. Doğal olarak İslama ve Müslümanlara yönelik bu saldırgan açıklama ABDde saygıyla karşılandı ve hiç kimseye zarar vermiyormuşçasına Amerikan yönetiminde hiçbir yetkili tarafından eleştirilmedi aksine ABDnin teröre karşı açık savaşı içine konuldu.
Aslında Kabenin yıkılması Batı bilinç altında gömülü bir hayaldi. Çünkü Kabe Arap ve Müslümanların izzetinin sembolüydü. Bizans imparatoru Cestinya (527-565) Kabeyi yıkmayı düşünen ilk isimdi. Bu imparator, Kabenin Mekkede bulunmasının Arap yarımadasında Hıristiyanlığın yayılmasını engellediği düşüncesindeydi. Bizans devletine bağlı bir Hıristiyan olan Habeşistan kralı Necaşiden Arap yarım adasını işgal etmesini ve Kabeyi yıkmasını istedi. Necaşi Aryat komutasında bir ordu gönderir ve bu ordu Yemene saldırır. Yemenin yönetiminde Aryatın yerine geçen Ebrehe, Mekkeye saldırmak için bir ordu hazırlar. Ordu Mekke tepelerine varır ancak amacını gerçekleştirmekte başarısız olur ve meşhur Fil sahipleri hikayesinde hüsrana uğrayarak Yemene çekilir. İslamın miladi 7inci yüzyılda doğuşu ile birlikte Arap Müslümanlar, Hıristiyan Bizans Imparatorluğunu ortadan kaldırırlar. Avrupalılarda Arap ve Müslümanlara yönelik duyulan kin artmıştır ve bu kinle birlikte Avrupalılar büyük dalgalar halinde miladi 1096dan beri İslami doğuya gelmekteler.
İslâmın Endülüsteki son kalesi
200 yıl süren ve 14üncü yüzyılla birlikte son bulan Haçlı savaşları başladı. Avrupa bu savaşlarda İslamı ortadan kaldırmakta başarısız oldu ancak İslam ülkelerine karşı yeni savaşlar açmak Avrupalıların umudu olarak kaldı. Ferdinald-İzabella ikilisi miladi 1492de İslamın Endülüsteki son kalesi Garnatadan Arapları ve Müslümanları kovunca Arap ve Müslümanlara karşı ilk zaferine çok sevindi Avrupa.
Papa VI.Aleksander İspanyol ikilisine İslama karşı savaşlarını sürdürmelerini ister ve İslamın nihai olarak ortadan kalkması için Mekkeye saldırılmasını ve Kabenin yıkılmasını önerir. Bu ikili deniz yolunun keşfi için Cristouf Colombusu Mekkeye gönderir. Ancak yüce taktir Mekke yerine Amerikanın keşfedilmesini istedi. Böylelikle Avrupalılar Amerika ile iştigal etti. Amerikanın doğal kaynaklarıyla zenginleştikten sonra Arap bölgesine medeniyet savaşçıları olarak döndüler ve kendilerinin bu sefer Hıristiyanlığı değil, bilim ve medeniyeti yaymak için geldiklerini iddia ettiler.
Arap ve İslam dünyası Avrupalı işgalcilerin rahmetine kaldı. Arap dünyasında akli açılım ve direniş ruhunun belirmesiyle Batı, Müslümanların geçmiş asırlardaki gibi güç oluşturmalarını önlemek için Müslüman Doğudaki egemenliğini sürdürmenin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. 11 Eylül 2001 olayları Batının Arap ve İslam bölgesine büyük dönüşünün başlangıcıdır. Bu kez demokrasi ve özgürlük söylemi altında tabii... Oysa kendileri de Arapların ve Müslümanların onların demokrasilerine ve özgürlüklerine ihtiyacı olmadığını çok iyi biliyorlar. Fakat bununla birlikte işgalci değil de kurtarıcı olduklarında ısrar ediyorlar. Buna küçük çocuklar bile güler.
Batı için önemli olan sözlerini ve fikirlerini ikna yoluyla değil, silah gücüyle dayatmasıdır. Batı bir yandan uygar düşünceler yapılandırıyor ancak öte yandan bu düşünce ve fikirleri uygar yöntemlerle, ötekini kabullenip görüşlerine saygı göstererek yaymıyor.
Sadece farklı yıkım araçlarına başvuruyor. Irakta ABD ve Batılı müttefikleri ordusu eliyle insanlığın ve mimarinin yıkımı, Batının iki yüzlülüğünün, bölgedeki taassubunun ve emellerinin kanıtıdır. Zira bu topraklar doğal kaynaklar ve zenginlikler içermektedir.
İSLÂM İLE HIRİSTİYAN BATI SAVAŞI
Amerikalı milletvekili Tom Taceradi Kabeyi yıkma çağrısı yapıyorsa gelecekte bunu hayata geçirecek birilerinin gelmesini ve dolayısıyla İslam ile Hıristiyan Batı arasında büyük bir çatışmanın yaşanmasını uzak ihtimal göremeyiz. Belki de ortada Müslüman Doğu ile Hıristiyan Batı arasında fitne çıkarmak amacıyla gölgede çalışan gizli güçler var. Batı ve Doğudaki aklı selim sahibi kişiler durumun tehlikesine dikkat çekmeli, taraflar arasında hegemonya kurma yoluyla değil, diyalog ve ikna yoluyla yakınlaşmanın gerçekleştirilmesine çalışmalılar. Böylelikle emeller ve çıkarlar sebebiyle yer yüzünde savaşlar ve yıkımlar çıkaracak fitne olmasın. Barış ve adalet, yaşam garantilerinin temininin, zulmün engellenmesinin, uluslararası adaletin sağlanmasının, halklar ve devletler arasındaki ayrılık, husumet ve çekişme sebeplerinin kalkmasının, geçmişteki kinleri harekete geçiren dini tutuculuğa davet eden gerekçelerin engellenmesinin temeli olsun.
YASASIN ZALIMLER ICIN CEHENNEM