Gönül hep zora tutsak idi, hep uzaklara bağlı
Bir suret çizmiştim yüreğimin ortasına
Bir “sen” vardı içimde senden öte
Bir “sen” vardı içimde hep ulaşılmaz
Acı, keder, elemle beslenen bir “sen”
Sen geldin, öldürdün içimdeki “sen”i
Öldürdün benim öldüremediğim ölmeyeni
Artık ne nakış kaldı ne sevda
Seni gönlüme bağladığım ilmikler çözüldü
Bilmeceler cevabını buldu artık
Sen geldin çözüldü bu sevda.
Yirmi dokuz harfin anlatmaya yetmediği
Kelimelerin, şiirlerin, destanların bile
Anlatmada aciz kaldığı
O el değmemiş, o ulaşılmaz sevda
Dolaşıyor şimdi dillerde
Artık ne sır kaldı ne sevda
Sen geldin; eridi, yok oldu, öldü bu sevda
Dışarıdaki sen girmeye çalıştın içime
İçimdeki “sen”in mahremiyeti yok oldu,çıktı dışıma
Duydu artık herkes.Ne sır kaldı ne sevda
Baharlara güz, dillere söz oldu bu sevda
[b]Sığmazdın türkülere.Oysa şimdi türkü misali dillerdesin
Şarkılarda hep sen varsın
Öyle basit anlatıyorlar ki artık seni…
Artık ne sır kaldı ne sevda
Bak her dilde sen her dilde biz
Her telde sen ve her telde biz
Ceylan gibi yoz oldu
Rüzgarlara toz oldu
Her ele bir saz oldu bu sevda
Bir kural vardı: mahremiyet, sır ve sevda
Ve bunların kanunu-yüreğimin kanunu-
Artık ne kural kaldı ne kanun
Ne sır ne de sevda
Yalnız ölü bir suret:içimde ölen “sen”
Dışarıdaki sen çiğnedin kuralı
İçimdeki mahrem “sen”
Öldürdüler de çıkardılar seni dışıma
Artık ne kural kaldı ne kanun
Ne sır ne de sevda
Sen geldin bozuldu bu sevda
Çatık kara kaş yok artık karşımda
Öfken yok,zorluk, ulaşılmazlık yok
Dağlar yok,karanlıklar,ıstıraplar
Kederler,acılar, elemler yok
Nerdeler şimdi aaah! Nerdeler?
Söyle.öldürdün de nereye attın
Yüreğimin “sen”ini besleyen çileleri
Artık hepsi yok oldu hiçbiri kalmadı
Artık ne kural kaldı ne kanun
Ne sır ne de sevda
İçimdeki “sen” öldü ve
Mezar taşıma yazıldı bu sevda.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
Ülkümüz göklerde dalgalanan bir sancak
ALLAH’ın (C.C.)huzurunda eğiliriz biz ancak